16. Hukuk Dairesi 2017/5240 E. , 2018/589 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 133 ada 6 parsel sayılı 589,14 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiş daha sonra 26.08.2010 tarihinde satış nedeniyle ... oğlu ... adına tescil edilmiştir. Davacı ... ve ... kök muristen intikal ile taşınmazlarda 1/6"şar payları bulunduğu iddiasına dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece dava konusu taşınmazın davalının dedesi ...’dan davalının babasına, babasından da davalıya intikal ettiği, davalının dedesi ..."in davacıların murisi olmadığı ve taşınmazın kök muristen intikal etmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmediği gibi yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermek için yeterli değildir. Dava dilekçesinde ve yargılama sırasında davacılar ... ve ... kendi miras bırakanları ... oğlu ... ile davalı tarafın mirasbırakanı ... oğlu ...ın kardeş olduğunu, çekişmeli taşınmazın onlara da babaları kök murisleri ..."den kaldığını, kök muristen gelen diğer taşınmazların mirasçılar arasında taksim edilmesine rağmen çekişmeli taşınmazın yüzölçümünün küçük olması ve meyve bahçesi niteliğinde olması nedeniyle mirasçılar arasında paylaşım dışı tutularak müşterek kullanıldığını ve çekişmeli taşınmazın yarı payının davalıya yarı payının ise kendileri ve dava dışı ... a ait olduğunu ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının 1/6"şar payları oranında iptali ve adlarına tescilini talep etmişlerdir. Davalı ... taşınmazın muris ... tarafından babasına satış yoluyla devredildiğini sonrasında da kendisi tarafından satın alındığı savunmasında bulunmuştur. Dosyada bulunan nüfus kayıtlarına göre davacıların murisi ..."ın Medeni Kanunun yürürlüğünden önce 1919 yılında, davalının murisi ...ın da 1920 yılında öldüğü, bunların kök murisleri ...in de daha evvel ölmüş olduğu buna göre kök muris ..."in terekesinin müşterek mülkiyet hükümlerine tâbi olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda taşınmazda daha öncesi davacı tarafın mirasbırakanı ... ile davalı tarafın murisi ... murisi ..."ın 1/2"şer payla malik oldukları anlaşılmaktadır. Davacılar murisi ..."ın dosyadaki nüfus kayıtlarına göre ... isminde mirasçıları bulunmaktadır. Davacılar muris ..."a ait payın eşit paylar ile kendileri ile birlikte dava dışı ...e ait olduğunu iddia ederek dava açmışlar ise de gerek ... mirasçıları arasında gerekse kendi murisleri ... ve ... mirasçıları arasında paylaşma yapılıp yapılmadığı hususunda beyanda bulunulmamış, mahkemece ...a ait payın ne sebeple adlarına, tescilini istedikleri sorulup açıklatılmamıştır. Ayrıca Davacı ... ..."ın oğlu, ... de...oğlu ..."ın damadı olup ... ile ... ..."ın ölüm tarihi itibariyle terekeleri elbirliği mülkiyeti halindedir. ..."ın davacı ... dışında başka mirasçıları olduğu gibi ..."ın da davacı ... haricinde başka mirasçıları olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece öncelikle davacılardan ... payının ne sebeple adlarına tescilini istedikleri sorulup saptanmalı buna göre davacıların aktif dava ehliyeti bulunup bulunmadığı belirlenmeli,aktif dava ehliyetinin bulunduğunun anlaşılması halinde tarafların ileri sürdüğü deliller toplanmalı, mahallinde çekişmeli taşınmazı bilebilecek 60 yaşın üzerinde tespit edilecek 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıklarının katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, çekişmeli taşınmazın evveliyatında kime ait olduğu, kim tarafından hangi süreyle nasıl kullanıldığı, dosyadaki beyanlarda daha önce müşterek kullanıldığı belirtilen taşınmazın davacılar ile davalı arasında paylaşılıp paylaşılmadığı hususu tereddütsüz olarak belirlenmeli, taşınmazın kök muristen mi intikal ettiği yoksa davalı tarafından satın mı alındığı hususları sorulmalı, davalı tarafın satın alma savunması bulunduğundan bu husus mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarına sorulmalı, gerektiğinde davanın aydınlatılması bakımından tesbit bilirkişilerinin de beyanına başvurulabileceği hususu göz önünde bulundurulmalı, davalı tarafın satın alma savunmasının kanıtlanması halinde kadastro tespiti adına yapılan ve kesinleştikten sonra taşınmazı kayden oğlu davalı ..."ye satan ..."nin, karısı ... mirasçısı ..."nın sağ olması nedeniyle davacılar arasında mirasçılık ilişkisi bulunmadığından ve terekeye karşı 3. kişi durumunda bulunduğundan, kadastro tespit tarihine kadar taşınmaz üzerinde Kadastro Kanunu"nun 14. madde koşullarının oluşup oluşmadığı hususu araştırılmalı yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususların göz ardı edilmesi isabetsiz olup, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 05.02.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.