
Esas No: 2015/155
Karar No: 2015/2884
Karar Tarihi: 09.12.2015
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/155 Esas 2015/2884 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki “kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Adıyaman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 18.07.2013 gün ve 2012/484 E.-2013/760 K. sayılı kararın incelenmesi davalı idare vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 10.04.2014 gün ve 2013/26072 E.-2014/10412 K. sayılı ilamı ile;
(...Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 12. maddesine dayanan baraj için yapılan kamulaştırma sonucu çevrenin sosyal, ekonomik ve yerleşme düzeninin bozulması nedeniyle, taşınmazın arta kalan bölümünde ekonomik ve sosyal yönden yararlanma olanağı kalmadığı iddiasına dayanan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Arazi niteliğinde olan kamulaştırma sahasına mücavir olan taşınmazın zeminine net ürün gelirine göre, değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan yapıya davalı idarece el atılmadığı gibi, davacı tarafından yıkılmış olduğundan bedeline hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2- Baraj için yapılan kamulaştırmalar sonucu çevrenin sosyal, ekonomik ve yerleşme düzeninin bozulması nedeniyle, dava konusu taşınmazın zemininden yararlanma olanağı kısıtlandığı ve bu kısıtlama nedeniyle taşınmazda % 50 oranında değer düşüklüğü olacağından, zemin bedeli yönünden % 50 oranında değer düşüklüğüne hükmedilmesi gerektiği düşünülmeden, arazi bedelinin tamamına hükmedilmesi,
3-Davalı idare harçtan muaf olmadığı halde, harçtan bağışık kabul edilerek harca karar verilmemesi,
4-2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun Geçici 6. maddesinde değişiklik yapan ve 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 21.maddesi ile "kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davalarında mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespit davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir. ... açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır." hükmünün getirilmiş olduğu gözetildiğinde, vekalet ücretinin maktu olarak hüküm altına alınması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacılar vekili; müvekkillerine ait Çelikhan ilçesi Taşdamlar Köyü 1030 parsel sayılı ev ve arsa vasfındaki taşınmazın kamulaştırılmasına karar verilerek tahliye edildiğini, ancak kamulaştırma işleminin iptali için açılan dava ile kararın iptal edildiğini, bu sırada taşınmaz üzerinde bulunan evin yıkıldığını, ayrıca baraj suyunun tutulması neticesinde evlerinin bulunduğu araziye ulaşımın imkansız hale geldiğini, baraj nedeniyle arsa ve evin kullanılamaz halde olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kamulaştırma yapılmadan yıkılan evin bedelinin ve kullanım imkânı kalmayan arazi bedelinin karşılığı 10.000,00 TL"nin kamulaştırmasız el atma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili 05.07.2012 harç tarihli ıslah dilekçesi ile ise 26.953.71 TL bedelin tahsilini istemiştir.
Davalı idare vekili; dava konusu taşınmaza ilişkin olarak herhangi bir kamulaştırma işleminin yapılmadığını, ancak 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun 12. maddesinin 6. fıkrası uyarınca 06.08.1985 Tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren "Baraj İnşaatı İçin Yapılan Kamulaştırmalarda, Kamulaştırma Sahasına Mücavir Taşınmaz Malların Kamulaştırılması Hakkında Yönetmelik" hükümleri gereğince 04.04.1997 tarihli Çat Barajı mücavir alan kamulaştırmasına ilişkin komisyon kararının 1,5,6 ve 8. bentlerinin iptali için davalı idare tarafından açılan davada 1,5 ve 8. bentlerin iptaline, 6. bendin ise iptali talebinin reddine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, iptal edilen komisyon kararının 8. bendinin dava konusu olaya ilişkin olduğunu, davacının evinin yıkılmasında davalı idarenin bir sorumluluğunun bulunmadığını, yine yapılan baraj nedeniyle davacıların taşınmazının zarara uğramadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı idarenin davacılara ait taşınmazı, baraj inşaatı nedeniyle yol, su ve elektrik bağlantılarını keserek kullanılamaz hale getirdiği ve taşınmazın kullanılmasının engellendiği, taşınmazın davalı idare tarafından baraj inşaatı alanı olarak belirlendiği, kamulaştırma planı gereği yapılması gereken işlemlerin zamanında yerine getirilmediği, idarece pasif ve suskun kalınarak, fiilen el atılmayan taşınmazın bağlantıları kesilerek, hukuken malikin mülkiyet hakkına müdahele edildiği, bu haliyle idarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunduğu ve onu ortadan kaldırdığı, dolayısıyla kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı idare vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece, yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, davacılara ait gayrimenkulün yol bağlantılarının kesilmiş olduğu ve bu durumun dosyada bulunan bilirkişi raporları ile sabit olduğu, keşif sırasında yapılan gözlemlerde, dava konusu alana tekne ile ulaşımın sağlandığı, karayolu bağlantısı bulunmadığı gibi elektrik ve telefon şebekesinin olmadığının tespit edildiği, bu durumun keşifte dinlenen tanık beyanları ile de sabit olduğu, davalı idare tarafından taşınmaza doğrudan el atılmamış ise de, idarenin eylem ve işleminin olduğu, dava konusu edilen evin idarenin eylemi sonucu fiilen kullanılamaz hale geldikten sonra, idare tarafından yıkılıp yıkılmadığının sonuca etkili olmayacağı ve bu haliyle taşınmazın bedelinin tamamına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararını davalı idare vekili temyiz etmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık,
1)Dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan, davalı idare tarafından el atılmayan ve davacılar tarafından yıkılan yapının bedeline hükmedilmesinin doğru olup olmadığı,
2)Baraj için yapılan kamulaştırma işlemi sonucu taşınmazın ve çevresinin sosyal, ekonomik ve yerleşme düzeninde değişikliklerin olup olmadığı ve dava konusu taşınmazın zemininden yararlanma imkanının bulunup bulunmadığı, buradan varılacak sonuca göre de; davacılara ödenmesi gereken zemin bedeli yönünden % 50 oranında değer düşüklüğüne hükmedilmesinin gerekip gerekmediği,
3)11.10.2011 gün ve 662 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 58. maddesi ile “10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun eki (I) sayılı cetvelin 48 inci ve 51 inci sıraları ile anılan Kanunun eki (II) sayılı cetvelin "B) Özel Bütçeli Diğer İdareler" bölümünün 19 uncu sırası yürürlükten kaldırıldığı, anılan Kanunun eki (II) sayılı cetvelin "B) Özel Bütçeli Diğer İdareler" bölümüne "42) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü" sırası eklenmiştir” hükmü dikkate alındığında, özel bütçeli idareler kapsamına alınan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü"nün 492 sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca yargı harçlarından sorumlu tutulmasının gerekip gerekmeyeceği,
4)Kamulaştırmasız el atma bedelinin tahsili istemiyle açılan eldeki davada, “2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 6487 sayılı Kanunla değiştirilen Geçici 6.maddesinin 12. ve 13. fıkralarının” 13.03.2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarih, 2013/95 Esas ve 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edildiği gözönüne alındığında 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden de, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda, her türlü vekalet ücretinin nispi olarak uygulanması gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
I-Davalı idare tarafından el atılmayan ve davacı tarafından yıkılan yapının bedelinin verilip verilemeyeceğine ilişkin uyuşmazlık yönünden;
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu taşınmazın Çat Barajı mücavir alan içerisinde kaldığı gerekçesiyle kamulaştırılmasına karar verildiği ve taşınmazın tahliye edildiği, ancak, 04.04.1997 tarihli Çat Barajı mücavir alan kamulaştırmasına ilişkin komisyon kararının 1, 5, 6 ve 8. bentlerinin iptali için açılan davada 1,5 ve 8. bentlerin iptali, 6. bendin ise iptali talebinin reddine yönelik karar verildiği ve eldeki davada işlemin iptal edildiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan yerel mahkemenin direnme kararının gerekçesinde de; davalı idare tarafından taşınmaza doğrudan el atılmadığı, ancak idarenin eylem ve işleminin olduğu, dolayısıyla dava konusu edilen evin idarenin eylemi sonucu fiilen kullanılamaz hale geldikten sonra, idare tarafından yıkılıp yıkılmadığının sonuca etkili olmayacağı hususunun kabul edildiği görülmüştür. Bu durumda, davalı idare tarafından el atılmayan ve yıkılmayan binanın bedelinin kamulaştırmasız el atma tazminatından mahsup edilmesi gerekmektedir.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında bir kısım üyeler tarafından, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat davasında, dava konusu taşınmazın zemin bedeline hükmedilmesinin tek başına yeterli olmadığı, aynı zamanda taşınmaz üzerinde bulunan yapının bedeline de hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle bu yöne değinen direnme kararının yerinde olduğu görüşü ileri sürülmüş ise de, yukarıda açıklanan nedenlerle çoğunluk tarafından bu görüş benimsenmemiştir.
O halde, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
II-Dava konusu taşınmaz için davacılara ödenmesi gereken zemin bedeli yönünden % 50 oranında değer düşüklüğüne hükmedilmesinin gerekip gerekmediğine ilişkin uyuşmazlım yönünden;
Dosya içeriği ve toplanan deliller ile özellikle hükme esas alınan bilirkişi raporlarının incelenmesinde; yapılan kamulaştırmalar nedeniyle dava konusu taşınmazın ve çevresinin sosyal, ekonomik ve yerleşme düzeninin bozulduğuna dair ya da dava konusu taşınmazın zemininden yararlanma olanağının kısıtlandığına dair bir bilgiye yer verilmediği, başka bir deyişle kamulaştırmasız el atma fiili nedeniyle zemin bedeli yönündün % 50 oranında değer düşüklüğüne hükmedilmesini gerektirir bir durumun bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; Yerel Mahkemece, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasında %50 değer düşüklüğü vermeyen ve arazi bedelinin tamamının ödenmesi gerektiğine yönelik verilen direnme kararı doğrudur.
O halde, özel daire bozma ilamının 2. bendi yönünden usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
Açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin direnme kararı onanmalıdır.
III- Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü"nün 492 sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca yargı harçlarından sorumlu tutulup tutulamayacağına ilişkin uyuşmazlık yönünden;k
6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakında Kanunun “Umumi Hükümler” başlıklı 1.maddesi;
“ (Değişik: 11/10/2011 - KHK - 662/49 md.) Bu Kanunun amacı; yerüstü ve yeraltı sularının zararlarını önlemek ve/veya bunlardan çeşitli yönlerden faydalanmak maksadıyla bu Kanun ve ilgili diğer mevzuatla verilen görevleri yerine getirmek ve yetkileri kullanmak üzere; Orman ve Su İşleri Bakanlığına bağlı, kamu tüzel kişiliğine sahip, merkezi Ankara’da bulunan özel bütçeli bir kuruluş olan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün kuruluş, görev, yetki ve sorumluluklarını düzenlemektir.
Genel Müdürlüğün kısa adı DSİ’dir.”
Hükmü getirilmiştir.
Yine 492 sayılı Harçlar Kanununun "Harçlardan Müstesna İşlemler" başlıklı 13. maddesi; “Aşağıda yazılı mevzular harçdan müstesnadır:
a) (Değişik: 20/3/1981 - 2430/1 md.) Değeri 50 Yeni Türk Lirasını geçmeyen dava ve takipler (Ticari senetlere ait takipler hariç),(1)
b) Vasi tayini ve azli, hakimin reddi talebinin kabulü ve hakimin istinkafına ait kararlar,
c) (Değişik: 30/12/1980 - 2366/1 md.) Ayda 100 Yeni Türk Lirasını geçmeyen nafakalara ait dava ve takipler, “Birden fazla kişiler lehine nafakaya hükmedilmesine dair ilamlarda her kişi lehine hükmedilen miktar müstakil olarak nazara alınır.,(1)
d) İcra ve iflas dairelerinin kusuru yüzünden yanlış yapılmış olan işlemlerin ıslahı ve iptaline dair tetkik mercileri kararlariyle, bu iptal veya ıslah dolayısiyle yeniden yapılacak işlemler,
e) Ticaret sicilinde re"sen yapılan düzeltmeler,
f) İcra tetkik mercilerinin cezaya mütedair kararlariyle bu kararların temyizi işlemleri.
g) İcra ve İflas Kanununun 270 nci maddesine göre yapılacak defter tutma işlemleri,
h) Yetkili makamların istiyecekleri ilam ve sair evrak suretleri,
i) Kamu adına C. savcıları tarafından Hukuk mahkemelerine açılan davalar ve kanun yolu başvuruları ile ceza mahkemelerinden verilen kararlara karşı kanun yolu başvuruları, (2)
J) (Ek: 21/1/1982 - 2588/3 md.) Genel Bütçeye dahil idarelerin bu Kanunun 1 ve 3 sayılı tarifelerine giren bütün işlemleri.
(Yukarıdaki işlemlerin hesaplanacak harçlarının, Genel Bütçeye dahil idarelerin haklılığı nispetinde karşı taraftan tahsiline ilgili merciince karar verilir.) ”
Hükmünü içermektedir.
11.10.2011 gün ve 662 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 58. maddesi ile “10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun eki (I) sayılı cetvelin 48 inci ve 51 inci sıraları ile anılan Kanunun eki (II) sayılı cetvelin "B) Özel Bütçeli Diğer İdareler" bölümünün 19 uncu sırası yürürlükten kaldırılmış, anılan Kanunun eki (II) sayılı cetvelin "B) Özel Bütçeli Diğer İdareler" bölümüne "42) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü" sırası eklenmiştir” hükmü uyarınca yapılan düzenleme ile genel bütçeli idareler içerisinden çıkartılan ve özel bütçeli idareler kapsamına alınan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü"nün 492 sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi hükmünden kaynaklanan yargı harçlarından muafiyeti ortadan kaldırılmıştır.
Hal böyle olunca, uyuşmazlığa konu davada DSİ’nin harçtan muafiyetinin ortadan kalktığı gözden kaçırılarak, davalı idarenin harçtan muaf olduğu gerekçesiyle harç alınmasına yer olmadığına karar verilmesi doğru değildir.
O halde, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle de direnme kararı bozulmalıdır.
IV- Kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminata ilişkin eldeki davada nispi harç ve nispi vekalet ücreti verilip verilemeyeceğine ilişkin uyuşmazlık yönünden;
Bilindiği üzere; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 6487 sayılı Kanunla değiştirilen Geçici 6.maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları 13.03.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesi"nin 13.11.2014 tarih, 2013/95 Esas ve 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiş, böylece 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda, mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretinin nispi olarak uygulanması gerektiği şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Somut olayda davalı idare tarafından dava konusu 1030 parsel sayılı taşınmaza el atma tarihi 1997 olup, el atma tarihi dikkate alındığında nispi harç ve nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; bu yeni düzenleme nedeniyle bu yöne ilişkin hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
Bu nedenle, yeni düzenlemeye yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda (I.) bentte açıklanan nedenlerle davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA oyçokluğu ile,
II- (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı ONANMASINA, oybirliği ile,
III- (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, oybirliği ile,
IV- (4)numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 5.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 09.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.