14. Hukuk Dairesi 2016/402 E. , 2018/5826 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.03.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; HMK 114/i yollamasıyla HMK 115. Maddesine göre dava şartı yokluğunda davanın usulden reddine dair verilen 23.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, muris Veli oğlu ..."e ait ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1959/355Esas, 1960/327 Karar sayılı mirasçılık belgesinin verilmesinden itibaren uzun zaman geçtiğini, mirasçı olarak gösterilen birçok kişinin vefat ettiğini belirterek ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1959/355Esas, 1960/327 Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptaliyle yeni mirasçılık belgesinin verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iptali istenilen 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1959/355 Esas, 1960/327 Karar sayılı kararının aksi sabit olana kadar geçerli olmak üzere verilmiş bir karar olmadığı, daha önce ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 04/05/1954 gün, 1954/289, 259 E.K. sayılı mirasçılık belgesinin iptaline ve muris Veli oğlu ..."in mirasçılarının ve miras paylarının belirlendiği, hasımlı olarak açılan mirasçılık belgesinin iptaline ilişkin davalar sonucunda verilen hükmün kesin hüküm oluşturduğu gerekçesiyle davanın 6100 sayılı H.M.K."nun 114. maddesinin (i) bendi yollamasıyla aynı Kanun"un 115. maddesine göre dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Hükmü , davacı vekili temyiz etmiştir.
Hukuk düzeninde istikrar sağlama amacı taşıyan kesin hüküm, hükme karşı yasa yollarının tükenmesi (şekli anlamda kesin hüküm) ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin bir daha dava konusu yapılmaması (maddi anlamda kesin hüküm) şeklinde hukuk yargılama sistemimizde yer almaktadır.
Şekli anlamda kesinleşmeyi zorunlu kılan, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin yeniden dava konusu yapılamaması amacını güden maddi anlamda kesin hüküm 6100 sayılı HMK’nun 303. maddesinde düzenlenmiştir.
Anılan maddeye göre bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın, taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.
Somut olayda, iptali istenilen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1959/355 Esas, 1960/327 Karar sayılı mirasçılık belgesi dosyasında; davacı, kök muris Veli oğlu ..."in oğlu Hüsnü"den olma torunu ..., davalı ise kök murisin oğlu Şakir"den olma torunu ..."dür. Eldeki dosyada davacı, kök murisin oğlu Şakir"den olma torunu ..."ın torunudur. Davacı ve davacının murisi iptali istenilen mirasçılık belgesi davasında taraf olmadıklarından, bu dava onlar açısından kesin hüküm oluşturmaz. Mahkemece bu durum gözetilmeden davanın 6100 sayılı H.M.K."nun 114. maddesinin (i) bendi yollamasıyla aynı Kanun"un 115. maddesine göre dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi doğru değildir.
Ayrıca, mirasçılık belgesinin iptali halinde, hukuksal durumlarının etkilenmesi sözkonusu olabileceğinden iptali istenilen mirasçılık belgesinde hak sahibi olarak gösterilen kişilerle, davadan önce ölmüş ise bunların tüm mirasçılarının davada taraf olarak gösterilmesi, yine davalılardan herhangi birinin yargılamadan sonra ölmesi halinde de davanın mirasçılarına yönlendirilerek mirasçılar aleyhine sürdürülmesi, hükmün de mirasçı oldukları gösterilerek mirasçılar hakkında verilmesi gerektiği göz önünde bulundurularak ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1959/355 Esas, 1960/327 Karar sayılı mirasçılık belgesinde kendisine pay verilen kişiler davaya dahil ettirilmeli, davadan sonra öldüğü anlaşılan kişiler var ise bunların tüm mirasçılarını gösterir mirasçılık belgesi varsa taraflardan istenilerek getirtilmeli, belirlenecek mirasçıları da davaya dahil edilmeli, bu şekilde taraf koşulu gerçekleştirildikten sonra davanın esasına girilmeli, taraflardan varsa başkaca da delilleri de sorulup saptanmalı, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.09.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.