Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/319
Karar No: 2015/2881
Karar Tarihi: 09.12.2015

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/319 Esas 2015/2881 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/319 E.  ,  2015/2881 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Karşıyaka 2. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 07.02.2012 gün ve 2011/83 E., 2012/30 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 13.11.2012 gün ve 2012/5552 E., 2012/25223 K. sayılı ilamıyla;
    (...Davacı vekili, müvekkilinin davalı işverenlik nezdinde diş hekimi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin feshi üzerine kıdem-ihbar tazminatı ödendiği ancak ikramiye alacaklarının ödenmediğini belirterek, ödenmediğini iddia ettiği 2005/12. ayı, 2006/8-12 ayları, 2007/4-8-12. ayları, 2008/4-8-12. aylarına ait ikramiye alacaklarının ödetilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, isteklerin kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    2-Evlilik nedeniyle iş sözleşmesini fesheden ve işyerinde diş hekimi olarak çalışmış olan davacı çalıştığı dönem içerisinde ödenmeyen ikramiye alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiş, mahkemece istekler hüküm altına alınmıştır.
    Dosya içeriğine göre işyerinde şube kararına dayalı olarak ikramiye ödemesi yapıldığı ancak ekonomik sebeplerle şube kurulunca alınan 28.02.2007 tarihli karar ile geçmişe dönük ödenmeyen ikramiyelerde dahil olmak üzere ikramiye uygulamasının kaldırılmasına karar verilmiştir. Tanık anlatımlarına göre şube kurulu kararının işyerinde ilan edilerek duyurulduğu ve ayrıca sözlü olarak çalışanlara bildirildiği anlaşılmaktadır.
    Davacının iş sözleşmesinin feshedildiği tarihe kadar ikramiye ödenmemesine karşı çıkmadığı, bu hususta taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmakla, davacının da ikramiyelerin kaldırıldığından haberdar olduğunun kabulü gerekir. Ayrıca, belirtmek gerekir ki, tanık anlatımları ikramiyelerin kaldırıldığını çalışanlara duyurulduğu savunmasını doğrular niteliktedir. İşverence ikramiye uygulamasına son verilmesinin davacı ve çalışanlara duyurulması ve buna karşı çıkılmaması dikkate alındığında, şube kurulu kararından sonra uzun sayılabilecek bir süre çalışmış olan davacının geçmişe dönük ikramiye alacaklarını talep etmesi kural olarak mümkün değildir. Ancak, davalı şube kurul kararı ile geçmişte doğmuş ancak ödenmemiş olan ikramiyelerin de ödenmemesine karar verilmiş ise de, şube kurul kararı sadece geleceğe yönelik olarak geçerli kabul edilebilir. Diğer bir tabirle, kurul kararının geçmişe dönük olarak geçerli olduğunu kabul etmek mümkün değildir.
    Davalı vekilinin, süresinde ve usulüne uygun ileri sürdüğü zamanaşımı defi de dikkate alınarak, davacının yönetim kurulu kararından önceki döneme ilişkin ikramiye alacağı olup olmadığının tespiti gerekirken, bilirkişinin zamanaşımı def"ini dahi dikkate almaksızın ve yukarıdaki maddi ve hukuki olgular değerlendirilmeksizin düzenlediği hatalı raporun dikkate alınarak hesapladığı ikramiye alacağının hüküm altına alınması hatalı olup, hüküm bozmayı gerektirmiştir...)
    gerekçesiyle oyçokluğu ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, işçilik (ikramiye) alacağının tahsili istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, davacının 1997 yılından 04.12.2008 tarihine kadar davalı işverenlik nezdinde diş hekimi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin feshi üzerine kıdem ve ihbar tazminatı ödendiği, ancak ikramiye alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, 2005 yılının 12. ayı, 2006 yılının 8 ve 12. ayları, 2007 yılının 4., 8. ve 12. ayları, 2008 yılının 4. 8. ve 12. aylarına ait ikramiye alacaklarının ödetilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, davacının müvekkili Derneğe ait Tıp Merkezi"nde çalıştığını, merkezin 19.12.2008 tarihinde dava dışı Ganimed Özel Sağlık Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti."ne devredildiğini, devir protokolü gereği davacının özlük hakları ile birlikte anılan şirkete intikal ettiğini, varsa davacı alacaklarının bu şirketten istenmesi gerekeceğini, Tıp Merkezi"nin kar etmesi şartına bağlı olarak ve yönetim kurulunun inisiyatifi ve kararı doğrultusunda birkaç defaya mahsus verilen ikramiyenin işyeri uygulaması haline gelmediğini, ayrıca, belli bir tarihten sonra ödenmeyeceğinin bütün çalışanlara sözlü olarak tebliğ edildiğini ve işyerine asılmak suretiyle tebliğ edildiğini ve çalışanlara bildirildiğini, davacının 21.10.2009 tarihinde ibraname başlıklı yazı vererek söz konusu alacakları tahsil ettiğini beyan ettiğini, vaki alacaklar yönünden zamanaşımı definde bulunduklarını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkeme, her ne kadar davacı ve dernekte çalışan diğer işçilere ikramiye ödenmesini gerektirir akdi bir düzenleme mevcut değilse de, ücret bordroları incelendiğinde; her yılın Nisan, Ağustos ve Aralık aylarında olmak üzere birer maaş tutarında ikramiye ödemesinin 2006 yılı Nisan ayına kadar yapıldığı, 2005 yılı Aralık ayı ikramiyesinin ödenmediğini, taraf tanıklarınca da ikramiye uygulamasının mevcut olduğunun ifade edildiği, dolayısıyla işverence yapılan ikramiye ödemesinin işyeri uygulaması olarak iş sözleşmesinin unsuru haline geldiği, davacının talep ettiği ikramiyelerin ödendiği hususu işverence ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiş; Davalı vekilinin temyizi üzerine karar Özel Dairece, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuştur.
    Mahkeme, önceki gerekçeleri genişletmek suretiyle, şube yönetim kurulu kararı ile ikramiye uygulamasının kaldırıldığı, yönetim kurulu kararından önce davacının alacağının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği gerekçesiyle yapılan bozma kararına karşı direnilmesine; davalının zamanaşımı itirazı dikkate alınmadan düzenlenen hatalı rapora dayanılarak alacağın hüküm altına alındığı yönündeki bozma kararına ise uyulmasına karar vermiş; hükmü davalı vekili temyize getirmiştir.
    I-Davalı vekilinin direnme kararına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalıya ait işyerindeki ikramiye uygulamasının, işverence, işçi aleyhine olarak değiştirilip değiştirilemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu’nun “Çalışma Koşullarında Değişiklik ve İş Sözleşmesinin Feshi” başlıklı 22. maddesi, çalışma koşullarındaki değişikliğin normatif dayanağını oluşturur.
    İş ilişkisinden kaynaklanan ve işin yerine getirilmesinde tabi olunan hak ve borçların tümü, “çalışma koşulları” olarak değerlendirilmelidir.
    4857 sayılı Kanun"un 22. maddesi, “işveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21. madde hükümlerine göre dava açabilir.
    Taraflar aralarında anlaşarak çalışma koşullarını her zaman değiştirebilir. Çalışma koşullarında değişiklik geçmişe etkili olarak yürürlüğe konulamaz.” hükmünü içermektedir.
    Madde metninde de açıkça anlaşıldığı üzere, işveren, çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamayacaktır. Nitekim, Hukuk Genel Kurulu"nun 27.02.2013 gün ve 2012/9-1166 Esas, 2013/279 Karar; 27.02.2013 gün ve 2012/9-1167 Esas, 2013/280 Karar; 27.02.2013 gün ve 2012/9-1168 Esas, 2013/281 Karar sayılı kararlarında da aynı sonuca varılmıştır.
    Somut olay bu çerçevede irdelendiğinde, davacının ikramiye uygulamasının kaldırılması ile ilgili değişikliği altı işgünü içinde yazılı olarak kabul ettiğini gösterir yazılı belge dosya içeriğinde bulunmamaktadır. Bu durumda, aleyhe olan bu değişiklik işçiyi bağlamayacaktır.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
    II-Yerel mahkemece, zamanaşımına yönelik bozma kararına uyularak verilen yeni hükme ilişkin olarak; davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenebilmesi için dosyanın Yüksek Özel Daireye gönderilmesi gerekmektedir.
    SONUÇ: 1-Davalı vekilinin direnme kararına yönelik temyiz itirazlarının (I) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddi ile direnme kararının ONANMASINA,
    2-Zamanaşımına yönelik bozma kararına uyularak verilen yeni hükme yönelik olarak, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenebilmesi için dosyanın (II) numaralı bentte gösterilen nedenlerle 22. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 09.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi