3. Hukuk Dairesi 2020/10858 E. , 2021/3223 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; Sağlık Bakanlığının kurum avukatı olarak görev yaptığı dönemde davalı otobüs firmasının bir otobüs seferinde, bagajı veren kişi kontrol edilmeksizin yapılan bir eşya alımı sonrasında alınan eşyanın kubar esrar maddesi olduğunun ortaya çıkması ve bu eşyanın içerisinde kendisine ait kimlik fotokopisinin bulunması üzerine uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan hakkında soruşturma başlatıldığını, davalı çalışanının yeterli özeni göstermemesinden dolayı avukat olarak çalıştığı kurumdan istifa etmek durumunda kaldığını ve maddi manevi zarara uğradığını beyan ederek, şimdilik 1.000,00 TL maddi, 200.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı, öncelikle zamanaşımı definde bulunduklarını, söz konusu olayın meydana gelmesi ile oluşan zarar arasında illiyet bağı bulunmadığını, davacının kendi isteği ile çalıştığı kurumdan istifa ettiğini, ayrıca talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulü ile davacının maddi tazminat isteminin reddine, 7.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 09/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava, davacının kimlik fotokopisinin dava dışı şahıslarca davalı şirkete ait otobüs firmasının bagajında suça konu taşıma sırasında kullanılması nedeniyle davacı hakkında başlatılan soruşturma nedeniyle uğramış olduğu maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2)Davacının manevi tazminat miktarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 58. maddesi gereğince; hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim; bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
Hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir (Hukuk Genel Kurulunun 28/05/2003 tarihli ve 2003/21-368-355 ve 23/06/2004 tarihli 2004/13-291-370 sayılı kararları).
Somut olayda; olayın oluş şekli, tarafların kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına takdir edilen manevi tazminat miktarının az olarak tayin olunduğu açıktır.
Hal böyle olunca, mahkemece; davacı için daha yüksek oranda bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ :Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına, aynı Kanunun 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 29/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.