Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/2411 Esas 2019/5768 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2018/2411 E.  ,  2019/5768 K.

"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 29.06.2017 tarih ve
.... sayılı kararı
3-..., 4-...,
5-..., 6-...
Suç : Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma,
Nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs
Hüküm : Sanıklar hakkında ayrı ayrı:
1-Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan;
TCK’nın 302/1, 62/1, 53/1-2-3, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
2-Nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan; TCK’nın 82/1-g, 35/1, 62/1, 53/1-2-3, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararlarına yapılan istinaf başvurularının esastan reddi
Temyiz Edenler : Sanıklar müdafileri

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi,
Sanıklar ... ve ... müdafilerinin duruşmalı inceleme isteminin, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü;
Suç tarihinde ... ili Yüreğir ilçesinde, PKK"ya yakın internet sitesinden yapılan eylem çağrıları doğrultusunda akşam saatlerinden itibaren toplanıp izinsiz gösteri yapan kalabalık bir grubun yapılan uyarılara rağmen dağılmamakta ısrar ederek güvenlik güçlerine, taş ve el yapımı patlayıcı maddelerle saldırıda bulunduğu, güvenlik güçlerince yapılan müdahale ile dağıtıldıkları, saat 22.35 sıralarında yeniden toplanan gösterici gruba müdahale esnasında Anadolu Mahallesi 883. Sokak üzerinde durumundan şüphelenilen bir aracın zırhlı polis aracını görünce durması ve farlarını polis aracına doğru tutması üzerine kontrol etmek için zırlı araçtan indikleri esnada mağdur polis memurlarının üzerine araçtan ve çevrede bulunan evlerin damlarından av tüfeği ile ateş edildiği, mağdur polis memuru ...’ün yaralandığı, yine aynı saatlerde TEM Şube müdürlüğünü yapılan bir ihbar üzerine ihbarda belirtilen adrese gidildiğinde ikametin içerisinde ve çevresinde bir kısım sanıkların yakalandığının yerel mahkemece kabul edildiği olayda, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya konulması ve suç vasfının tayini bakımından;
1-24.02.2016 günü TEM Şube müdürlüğünce kullanılan telefon hattına yapılan ihbarın kim tarafından yapıldığı araştırılarak tespit edilmesi halinde tanık olarak usulünce dinlenmek suretiyle olay hakkındaki bilgi ve görgüsünün tespiti,
2-Sanık ...’ın savunması ve savunma tanıklarının beyanlarının denetlenmesi bakımından kullandığı cep telefonuna ait HTS kayıtlarının sinyal aldığı baz istasyonlarını da gösterir şekilde getirtilerek olay yeri ve saatinde bulunduğu yerin şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi,
3- Mahallinde mağdur polis memurlardan en az birisi de hazır edilmek suretiyle keşif icra olunarak olay yeri rapor ve krokisinin bilirkişi marifetiyle düzenlettirilmesinden sonra, mağdurların beyanları, mağdur ...’e ait rapor içeriği ile çelik yelek üzerindeki bulgular da göz önünde bulundurularak olayda kullanılan av tüfeğinin tesirli mesafede kullanılıp kullanılmadığının ve bu bağlamda öldürme suçu yönünden elverişli vasıta olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceğinin Adli Tıp Kurumundan ya da Jandarma Kriminal Laboratuvarından alınacak raporla saptanmasından sonra sonucuna göre;
a-Öldürme suçunu işlemeye elverişli olduğunun tespit edilmesi halinde, mahkemenin kabulündeki gibi sanıkların devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma ve her bir mağdura karşı kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından,
b-Elverişli vasıta olarak kabul edilmemesi halinde, TCK’nın 86/1. maddesinde düzenlenen yaralama suçunun TCK’nın 265. maddesindeki görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsuru olduğu da gözetilerek kesinleşen öncü suçlar itibariyle sanıkların eylemlerinin TCK’nın 314/3 ve 220/6. maddeleri delaletiyle 314/2. maddesi uyarınca örgüt adına suç işleme suçunu oluşturacağı, oluşa, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı nazara alınarak alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle takdir ve tayin edilecek bir ceza ile cezalandırılmaları gerekirken eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma nedeni, tutuklulukta geçirilen süre ve mevcut delil durumu dikkate alınarak tahliye taleplerinin reddine, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın ... 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.