7. Hukuk Dairesi 2014/5798 E. , 2014/9217 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Eğirdir Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Tarihi : 18/07/2013
Numarası : 2009/43-2013/240
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine
2-Davacı, davalı Belediyede işçi olarak çalıştığını, davalının 6772 sayılı Yasa gereği ödenmesi gereken ilave tediyelerin ödemediğini, ücretlerinin eksik ödediğini, banka hesabına bazen bir miktar paranın yattığını ancak bunun hangi alacak için yatırıldığının açıklanmaması nedeniyle hangi alacak karşılığı ödendiğini bilemediklerinden bahisle ilave tediye ücretlerinin Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenen ödeme gününden itibaren yasal faizi ile birlikte, TİS’den kaynaklı eksik ödenen ücret alacaklarının ise TİS’ de belirlenen ödeme gününden başlayan ve gecikilen her gün için %3 faizi ile birlikte ödetilmesini istemiştir.
Davalı, alacakların zamanaşımına uğradığını, ödemelerin eksiksiz yapıldığını ve parasal sorunlardan kaynaklı olarak davacılara bir kısım ödemelerin emanet hesabından yapılması nedeniyle açıklama yazılmamış olabileceğini, ilave tediyelerin ikramiye ile birlikte ödendiğini bu nedenle hiçbir alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile alacakların dava ve ıslah tarihinden yürütülecek faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davalı belediye tarafından yapılan ödemelerin eksik olup olmadığı ve kabul ve ret oranına göre yargılama giderinin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, mahkemece, davacıya ödenmesi gereken alacaklar ile yapılan ödemelerin kıyaslanması suretiyle yapılan hesaplama usulüne göre verilen bilirkişi raporu hükme esas alınmış ve zamanaşımı savunması da dikkate alınarak belirlenen miktarlar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bilirkişinin yaptığı hesaplama usulü dosyaya uygun bulunmuştur. Ücret tespitinde de bir sorun bulunmamaktadır. Ancak davalı Belediyenin, yargılama sırasında ısrarla ilave tediye ücretlerini bordro içinde ödediklerini ancak bordroda fazla sütun olmaması nedeniyle ayrı bir sütunda göstermediklerini savunmasına ve davalı tarafından ücret dışı ödemeler yapılmış bulunmasına, davacının da bu ödemelerin hangi alacak karşılığı yapıldığını bilmedikleri yönündeki beyanına göre; bu ödemelerin öncelikle ilave tediye alacağına mahsuben yapılmış olduğunun kabulü ile hesaplanan ilave tediye alacağından mahsubu ile kalan fazla ödeme varsa bunu da diğer alacaklardan mahsup ederek, kalan alacak varsa buna göre tahsil kararı verilmesi gerekirken yapılan ödemeler görmezden gelinerek, kurum zararına ve mükerrer ödemeye sebebiyet verecek şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup bozma nedenidir.
3- HMK hükümleri gereği her dava, dava tarihindeki şartlara göre sonuçlandırılır. Dava, 24.2.2009 tarihinde açılmış olmasına rağmen bilirkişinin 15.3.2009 tarihini esas alarak yaptığı hesaplamaların hükme esas alınması, dava tarihinde henüz doğmamış alacakların tahsiline karar verilmesi anlamını taşıdığından dava tarihinden sonraki süreye ilişkin alacaklarında hüküm altına alınması da isabetsiz olmuştur.
4-Davanın kısmen kabulüne karar verilirken faiz başlangıcı olarak dava ve ıslah tarihleri esas alınmıştır. Ancak, davacı vekili ilave tediye için ödenmesi gereken tarihten yasal faiz ve ücret alacakları içinde TİS’de belirlenen ödeme tarihlerinden itibaren her gün için %3 gecikme faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Bu durumda, faiz başlangıçları konusunda verilen karar hatalıdır.
Yapılacak iş, ilave tediye alacağı çıkması durumunda, ödeme zamanını belirleyen Bakanlar Kurulu kararlarının davalı Belediyeden getirtilerek bu tarihlere göre faiz başlangıcının belirlenmesi, ücret alacakları yönünden ise, faizin TİS’de belirlenen günlerden itibaren başlatılması; ayrıca, günlük %3 faizin bir cezai şart olduğu ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, fahiş olan cezai şartın Türk Borçlar Kanununun 182/3 maddesine göre “hakim aşırı gördüğü cezai şartı kendiliğinden indirir” hükmü gereği hesaplanan %3 faiz alacağından hakkaniyet indirimi yapılması gerekliliği de göz önünde tutularak bir karar vermektir.
Mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.
5-Davacı vekili, temyiz dilekçesinde yapılan masrafların eksik hesaplandığını, davalı vekili ise kısmen ret kararı verilmesine rağmen tüm masraflardan sorumlu tutulmalarının hatalı olduğunu iddia etmişlerdir. 6100 sayılı HMK’nun 326. maddesi hükümlerine göre kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir, davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırılacağı bildirilmiştir. Dosya içeriğinden, her dosyada en az 5 tebligat yapılmasına rağmen 3 tebligat giderinin, bilirkişi ücreti olarak 4 kez ücret takdirinde bulunulmasına ve bu ücretler taraflarca dosyaya yatırılmasına rağmen, 3 bilirkişi ücreti tutarının gider olarak hesaplandığı, posta masraflarının dosyanın bilirkişiye gönderilmesi için yapılan masraftan bile az olduğu, yapılan müzekkere giderlerinin hiç hesaplanmadığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafın yaptığı masraflar hakkında hiç karar verilmediği, taraflarca yatırılan yargılama giderinden artan yargılama gideri varsa iadesine karar verilmediği gibi, yatan tüm parayı karşılayacak kadar masraf hesabı da yapılmadığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, davanın kısmen reddedildiği de gözönünde tutularak, taraflarca yapılan tüm yargılama giderlerinin doğruca hesaplanarak kabul ve ret oranına göre taraflara yüklenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
O halde taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde, taraflara iadesine, 28.4.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.