Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2015/820
Karar No: 2015/2876
Karar Tarihi: 09.12.2015

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/820 Esas 2015/2876 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, davalının bir e-mailinde davacı hakkında kullanmış olduğu sözler nedeniyle manevi tazminat talebine ilişkindir. İlk yerel mahkeme kararı davayı kısmen kabul ederek davalının 5.000 TL manevi tazminat ödemesine hükmetmiştir. Ancak, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi bozma kararı vererek, davalının sözleri değer yargısı niteliğinde olduğundan kişilik haklarına saldırı teşkil etmediğine hükmetmiştir. Hukuk Genel Kurulu da aynı gerekçelerle direnme kararını bozmuştur.
Davanın esasına ilişkin yasal düzenlemeler ise şunlardır:
- TMK’nun 24. maddesi (“Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hakimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar yada kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.”)
- Mülga 818 sayılı BK’nun 49. maddesi (“Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, u
Hukuk Genel Kurulu         2015/820 E.  ,  2015/2876 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 07.03.2013 gün ve 2012/126 E., 2013/65 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 17.04.2014 gün ve 2013/11200 E., 2014/6474 K. sayılı ilamıyla;
    (...1- Davacının temyizi yönünden;
    Karar, taraflarca temyiz edilmiştir. Bunlardan davacı HUMK’nun 432/1. maddesinde yazılı on beş günlük ve 427/4 ve 433/2. maddelerinde belirlenen on günlük süreleri geçirdikten sonra kararı temyiz ettiğine göre temyiz istemi reddedilmelidir.
    2- Davalının temyizi yönünden;
    Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
    Dosya kapsamından, davacı ile davalının yetkilisi olduğu şirket arasında bir alacak davasının olduğu, bu davaya dava dışı şirket vekili tarafından sunulan delil dilekçesi ekinde davalı ile dava dışı bir kişinin mail görüşmelerinin yer aldığı, e-maillerden birinde davalı tarafından davacı hakkında “O, profesör olmuş ama adam olamamış Haner Efendi” sözlerinin kullanıldığı, davacı tarafından, e-maillerin dosyaya delil olarak sunulması ile birlikte sözlerin aleniyet kazanmış olduğu ve kişilik haklarına saldırı oluşturduğu belirtilerek manevi tazminat isteminde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
    E-mail içerisinde kullanılan ve mahkemece tazminat verilmesine gerekçe sayılan ifadeler, eleştiri mahiyetinde olup davalının değer yargısını içermektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında da değer yargılarının kısıtlanamayacağına vurgu yapılmaktadır. Yerleşmiş Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ilkelerine göre değer yargısının aksinin kanıtlanması olanaksız ya da zordur.
    Açıklanan nedenlerle, e-mailde kullanılan sözler kişilik haklarına saldırı niteliğinde kabul edilemez. Mahkemece belirtilen hususlar gözetilerek istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir...)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Yerel Mahkemece, davalının 26/12/2008 tarihinde dava dışı Şenol Cemil Sargut isimli kişiye gönderdiği e-mailde kullandığı ""O, Profesör olmuş ama adam olamamış"" şeklindeki sözlerle davacının kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline dair verdiği karar, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuştur. Yerel Mahkemece, somut olayda eleştiri sınırının aşıldığı ve davacının kişilik haklarının haksız bir şekilde ihlal edildiği gerekçesi ile önceki kararda direnilmiştir.
    Direnme hükmünü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Uyuşmazlık; davalının 26.12.2008 tarihinde dava dışı üçüncü kişiye gönderdiği e-mailde kullandığı sözlerle davacının kişilik haklarına saldırıda bulunup bulunmadığı noktasındadır.
    Uyuşmazlığın çözümü açısından, öncelikle, konuyla ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır.
    Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil, onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu, tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan, acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek bazı olguları özel olarak düzenlemiştir.
    Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK m.24), isme saldırı (TMK m.26), nişan bozulması (TMK m.121), evlenmenin butlanı (TMK m.158/2), boşanma (TMK m.174/2) bedensel zarar ve ölüme neden olma (uyuşmazlığa uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu m.47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesi (BK m.49) olarak sıralanabilir.
    TMK’nun 24. maddesi ile mülga 818 sayılı BK’nun 49. maddesi diğer yasal düzenlemelere nazaran daha kapsamlıdır.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)"nun 24. maddesinde;
    “Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hakimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir.
    Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar yada kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.”
    Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu (BK)"nun 49. maddesinde de;
    “Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir.
    Hakim, manevi tazminatın miktarını tayin ederken, tarafların sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alır.
    Hakim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir tazmin sureti ikame veya ilave edebileceği gibi tecavüzü kınayan bir karar vermekle yetinebilir ve bu kararın basın yolu ile ilanına da hükmedebilir.”
    hükümleri yer almaktadır.
    TMK’nun 24. ve BK’nun 49. maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir.
    Görüldüğü üzere, BK"nun 49. maddesi gereğince kişisel hakları zarara uğrayanların manevi tazminat isteme hakları vardır.
    Öte yandan, gerçeklik kanıtlanabilir, değer yargılarının ise doğruluğu kanıta açık değildir. Bir değer yargısının doğruluğunu kanıtlama şartının yerine getirilmesi imkânsız olup bunun taraftan istenilmesi AİHS’nin madde 10 ile korunan hakkın temel bir parçası olan görüş özgürlüğünü ihlal eder. Bir beyanın gerçek ya da değer yargısı olarak sınıflandırılması, hakimlerin takdir yetkisindedir.
    Bu ilkeler çerçevesinde somut olaya bakıldığında; davalının 26.12.2008 tarihinde dava dışı üçüncü kişiye gönderdiği e-mailde kullandığı sözler değer yargısı niteliğinde olduğundan ve değer yargısının doğruluğunu kanıtlama şartının yerine getirilmesi imkânsız bulunduğundan, bu ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediğinin kabulü gerekir.
    Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında bir kısım üyelerce dava konusu sözlerin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu, Yerel Mahkeme kararının onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de; çoğunlukça yukarıda belirtilen gerekçelerle bu görüş kabul edilmemiştir.
    Hal böyle olunca, yerel mahkemece bozma ilamına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup; kararın bozulması gerekir.
    S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 09.12.2015 gününde oyçokluğuyla ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi