14. Hukuk Dairesi 2018/3315 E. , 2018/5815 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.11.2014 gününde verilen dilekçe ile sözleşmelerin iptali bedelin iadesi, ... iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalı şirketin 26.06.2010 ve 12.03.2012 tarihinde düzenlenen harici sözleşmeler ile dava kunusu taşınmazlardaki devre mülk hisselerinin davacıya devrinin yapıldığını ancak tesisin tamamlanmadığını ve davacıya fiilen bir devre mülk teslimi yapılmadığını davacı tüm ödemelerinin yaptığı halde davacının kullanımı için bir tarih belirlenmediği gibi taşınmazın anahtar teslimininde gerçekleşmediğini belirterek sözleşmelerin iptalini ödenen bedelin yasal faizi ile birlikte iadesini davacı adına olan ... kaydının iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.
Davalı vekili davalı şirket tarafından turistik termal tesisleri yapıldığını, taraflar arasında harici gayrimenkul satış sözleşmesi düzenlendiğini, satışa konu bağımsız bölümün davacı adına tescil edildiğini davalının temerrüde düşürülmediğini berilterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne, satış sözleşmelerinin feshine bu sözleşmeler gereğince davalıya ödenen 122.800.00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine 892 parselde B Blok zemin kat 3 no"lu bağımsız bölümdeki davcıya ait 13/36 pay ile 990 parseldeki B Blok 4. Kat 48 no"lu bağımsız bölümdeki davacının 5/36 hissesinin iptali ile davalı şirket adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasında imzalanan harici gayrimenkul satış sözleşmesi uyarınca davacıya satılan ancak davalı tarafından tamamlanmadığı için teslim edilmeyen devremülk için düzenlenmiş olan sözleşmenin iptali ödenen bedelin yasal faizi ile tahsili ve davacı adına kayıtlı tapunun iptali ile davalı şirket adına tescili istemine ilişkindir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kunun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazın da bir konut satış sözleşmesi ile satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır.
Anılan kanunun 3. Maddesinin (k) bendindeki tanıma göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (L) bendindeki tanıma göre de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. Maddesinin (1.) bendi gereğince de bu kanunun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir.
Somut olayda da; davacı tüketici; davalı yüklenici ile aralarında düzenlenmiş olan harici sözleşmelerin iptalini, bedelin iadesini ve tapunun iptali ile davalı adına tescilini istediğinden o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan bir zorunluluktur. Mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu re"sen gözetilerek yukarıda yazılı olduğu şekilde işlem yapılması gerekirken, dava başlangıçta tükeci mahkemesine açıldığı halde mahkemece davaya konu hisse miktarı dikkate alındığında davacının şahsi kullanım dışında gelir elde etme niyeti taşıdığı kanaati oluştuğundan davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılmasına karar verilerek çekişmenin esasının incelenip hükme bağlanması doğru görülmemiş bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.09.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.