13. Hukuk Dairesi 2017/5843 E. , 2017/11725 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacılar, davalı sigorta şirketine ve bankaya yönelttikleri asıl dava ile, murisleri ...’ın davalı bankadan aldığı tüketici kredisinin 3 yıllığına sigortalandığı, 3. yılda murislerinin vefatı üzerine, sigorta şirketinin riziko bedelini ödemediğini ve bankanın kendilerine yöneldiğini ileri sürerek, sözleşmelerdeki haksız şartların iptaline, ödenmemiş banka kredi borcunun sigorta şirketince ödenmesine, davacıların bankaya kredi borcu bulunmadığının tespitine, davacı tarafından bankaya ödenmiş olan ve muris ..."ın maaşından kesilen miktarların taraflarına ödenmesine karar verilmesini istemişler; davalı bankaya yönettikleri birleşen dava ile, davalının başlattığı icra takibinden dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, davalı tarafın alacağı olmadığı halde icra dosyasına yapılan ödemelerin iadesine, davalının %40 tazminatla cezalandırılmasına karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, sigorta şirketinin ödeme yaptığını, istenilenin bakiye bedel olduğunu savunarak, davaların reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davalı ... ve Emeklilik A.Ş."ye açılan esas davanın reddine, davalı ... Bank aleyhine açılan asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl ve birleşen davalar, davalı banka tarafından başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığı iddiasına dayanmaktadır. Davalılar, sigorta şirketinin gerekli ödemeyi yaptığını, icra takibine konu edilen bedelin bakiye bedel olduğunu savunarak, davanın reddini dilemişler; mahkemece dosyaya kazandırılan 27.09.2012 tarihli hesap bilirkişisi Av. ..."a ait bilirkişi raporu ve 21.03.2013 tarihli ek rapor benimsenmek suretiyle, davaların reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamı incelendiğinde, davalı banka, tüketici kredisi borcunun ödenmediğini ileri sürerek alacağın tamamı için icra takibinde bulunmuştur. 4822 sayılı kanunla değişik, 4077 sayılı kanunun 10. maddesi gereği, muacceliyet şartının gerçekleşmesi için bunun sözleşmede kararlaştırılmış olması, tüketicinin birbirini izleyen en az 2 taksidi ödememesi ve en az 1 hafta süre verilerek muacceliyet uyarısında bulunulması gerekmektedir. Davalı banka 31.01.2011 tarihli ihtarnameyi muris ... adına göndermiştir. 14.09.2010 tarihinde vefat eden murise gönderilen ihtarın geçersiz olduğu açıktır. Ödeme yapılmaması üzerine banka bu kez, mirasçılara yeniden ihtar çıkarmaksızın, hesabı kat ederek ve bakiye alacağı hesaplayarak, 11.04.2011 tarihinde mirasçılar aleyhine takip başlatmıştır. Sözleşmenin 9.2.maddesinde muacceliyet hususu düzenlenmiştir. Buna göre ihtarnamne şart olduğundan, muacceliyet şartı gerçekleşmemiştir. Ancak, icra takibi 11.04.2011 tarihinde yapılmış olup bankanın bu tarihe kadar ödenmeyen taksitleri talep etme hakkı vardır. Hal böyle olunca, mahkemece taraflardan bu konuya ilişkin delilleri sorulup, aralarında bankacılık hususunda uzman bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi heyetinden, davacıların verdiği tahhütler de değerlendirilmek suretiyle, nedenlerini açıklayıcı, taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yönler göz ardı edilerek, eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde davacılara iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.