
Esas No: 2016/13594
Karar No: 2017/7994
Karar Tarihi: 19.10.2017
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/13594 Esas 2017/7994 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, yersiz ödenen aylıklar ve işlemiş faizine dair yapılan takibe ilişkin itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava; Kurumdan ölüm aylığı almakta iken boşandığı eşi ile birlikte yaşadığı tespit edilen davalı ...’ya 25/10/2008 - 24/12/2012 tarihleri arasında yersiz ödenen aylıklar ve işlemiş faizine dair ... 1. İcra Müdürlüğünün 2014/837 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takibe ilişkin itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına mahkum edilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne, karar verilmiştir.
Hüküm, davacı (birleşen davalı) vekilince temyiz edilmiştir.
Genel bir kavram olarak, “likid (ligiude) alacak”; “tutarı belli (muayyen), bilinebilir, hesaplanabilir alacaktır” Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için; ya, alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması, ya da, borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez (YHGK 17.10,2012 gün ve 2012/9-838-715 sayılı ilamı).
Somut olayda, likit bir alacak söz konusu olmadığından, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, HMK 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 3. bendinde bulunan “Asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” cümlesinin tamamen silinerek hükümden çıkartılmasına, hükmün DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİ İLE ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 19/10/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.