20. Hukuk Dairesi 2016/10254 E. , 2018/6514 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... ilçesi, ... mahallesi 535 ada 1 parsel sayılı 1455,94 m² yüzölçümündeki taşınmaz, ağaçlık niteliği ile ... adına tespit edilmiştir.
Davacı, 03/03/2008 havale tarihli dilekçesi ile dilekçesine ekli krokide gösterilen 502 ada 1 sayılı ... parselinin kuzey kısmı ile 503 ada 1 sayılı ... parselinin kuzey ve doğu kısımlarının ... vasfında olduğunu, buna rağmen, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi gereğince yapılan çalışmalarda bu alanların ... sınırları dışına çıkarıldığını ileri sürerek, yapılan kadastro tespitinin iptali ile bu alanların ... vasfıyla Hazine adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davacının 90 ayrı parsele dava açtığının tespit edilmesi üzerine, herbir parsel için tefrik kararı verilerek 535 ada 1 sayılı parsel için bu dosya üzerinden yapılan yargılama sonucu davanın reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 13.06.2013 gün ve 2013/2813 E. - 2013/6715 K. sayılı ilamında;
"Dava, kısmî ilân süresi içinde açılan kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi gereği yapılan kadastro çalışmaları sırasında dava konusu parsel ... sınırları dışında bırakılmış, kısmî ilân süresi içinde ... Yönetimince dava açılmış olması nedeni ile kadastro çalışmaları kesinleşmemiştir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir: Şöyle ki; davalı tarafından taşınmazın kendisine ait olduğu ileri sürülmüş ve tapu kaydı sunulmuştur. Mahkemece sunulan tapu kaydı, tüm geldi ve gitti kayıtları ile getirtilerek keşif sırasında uygulanmış ve mahalli bilirkişilerce tapu kaydında yazan sınırlar gösterilmiş, fen bilirkişisince de tapu kaydının dava konusu taşınmazla birlikte 540 ada 1 parsel sayılı taşınmazı kapsadığı belirtilmiş olmasına karşın, çekişmeli taşınmazın komşuları olan taşınmazlar ile tapu kaydının bir bütün halinde kapsadığı belirtilen 540 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tutanak suretleri ve dayanak kayıtları getirtilmemiş, tapu kaydının hangi parsellere revizyon gördüğü de araştırılmamıştır. Fen bilirkişi raporunda da, dava konusu taşınmaza komşu olan taşınmazlar gösterilmeden, tapu kaydında yazan sınırların krokide gösterilmesi ile yetinilmiştir. Bu sebeple, dosya kapsamından, tapu kaydının dava konusu taşınmaza uyup uymadığı, mahalli bilirkişi beyanları ve keşfin izlenmesi mümkün olmamıştır.
... sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin ... niteliğinin ve hukukî durumunun 3116, 4785, 5658 ve 6831 sayılı kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Kanun, sadece hangi nitelikteki 2016/10254 - 2018/6514 taşınmazların Devlet ormanı sayılacağını göstermiş ve Devlet ormanlarının kadastrosunun yapılmasını öngörmüştür. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince aynı Kanunun 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tabi tutulmuş ve iadenin koşulları bu Kanunda gösterilmiştir.
Bu nedenle; mahkemece öncelikle, dayanılan tapu kayıtlarının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri ile dayanılan tapu kaydının kadastro sırasında başka parsellere revizyon görüp görmediği araştırılarak, revizyon görmüş ise, dayanılan tapu kaydının revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen ... ve ... Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman ... yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir ... mühendisi, bir fen ve bir ziraat mühendisimarifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01/06/1988 gün ve 31/13 E.K.; 14/03/1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13/06/1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03/03/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi ... olan bir yerin üzerindeki ... bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt ... toprağının ... sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi uyarınca ... içi açıklık olup olmadıkları değerlendirilmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; ... kadastrosu kesinleşmediğine göre fen ve uzman ... bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmelidir.
Yukarıda açıklanan yöntemle, yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın ... sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, davalı tarafından dayanılan tapu kaydı yerel bilirkişi eliyle (harita ve krokisi veya tevzi yahut iskan haritası) mahallinde uygulanmalı, sınır denetimi yapılmalı, dayanılan tapu kaydının mahalline uyup uymadığı tesbit edilerek tapu kaydı mahalline uyuyor ise, tapu kaydının kapsadığı taşınmazı gösterir fennî bilirkişi tarafından düzenlenecek denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı, taşınmazın ... bilirkişi raporu ve memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki konumu dikkate alınarak tapu kaydının 4785 ve 5658 sayılı kanunlar kapsamında hukukî değerini yitirip yitirmediği araştırılmalı, taşınmaz, tapu kaydının (harita veya krokisinin) kapsamı dışında kalmakta ise, iradî terk olgusunun oluşup oluşmadığı, taşınmazda imar ve ihya yapılıp yapılmadığı, davalı yararına zilyetlikle kazanma şartlarının oluşup oluşmadığı 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davalı yanında, murisler yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı araştırılmalı, ziraat bilirkişisinden dava konusu taşınmazın niteliğini belirleyici rapor alınmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. 2016/10254 - 2018/6514 Kabule göre de; dava konusu taşınmaza ait kadastro tutanağının malik hanesi açık olarak düzenlendiği kabul edildiğinden, hüküm kısmında çekişmeli taşınmazın "tespit gibi tesciline” karar vermek yerine, tescil hükmü kurulacak ise, adına tespit yapılan kişinin kimlik bilgileri yazılmalıdır." bozma gerekçesine yer verilmiştir. Bozma sonrası yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve dava konusu ... ili, ... ilçesi, Kaban mahallesi 535 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına göre mahkemece uyulan bozma kararı gereğince davanın reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, dava konusu taşınmaza ait kadastro tutanağının malik hanesi açık olarak düzenlendiği kabul edildiğinden, hüküm fıkrasında taşınmaz malik bilgilerine yer verilmesi gerekirken tespit gibi tesciline karar verilmesi doğru değil ise de bu husus hükmün bozulması ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasında yer alan "Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın reddine; ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 535 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline, cümlesindeki "tespit gibi" kelimelerinin çıkarılarak yerine "davalı ... adına" cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 16/10/2018 günü oy birliği ile karar verildi.