MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın olayın başından beri dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği, ödeme yapmak amacıyla vermiş olduğu kredi kartlarının bakiyesinin yetersiz olması üzerine sanığın kendisini polis olarak tanıttığı somut olayda sanık hakkında dolandırıcılık suçunun usurlarının oluşmadığı yönündeki tebliğnameye iştirak edilmemiştir.
Sanığın olay günü ... iletişim adlı cep telefonu bayisine gelerek 350 kontor aldığı, karşılığında ödemek için verdiği kredi kartlarının bakiyesinin yetersiz olması üzerine, sanığın on dakika sonra ödeme için geleceğini, kendisinin polis olduğunu, işi düşerse halledebileceğini mağdura söylediği, mağdurun kendisini tanımadığını belirterek ödeme yapması konusundaki ısrarı üzerine, sanığın ödeme yapmadan süresi dolmuş özel güvenlik görevlisi kimliğini vererek işyerinden ayrıldığı, olayda sanığın baştan beri hilel davranışlarda bulunduğunun anlaşılması karsışında sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediği kabulde isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1- TCK"nın 157/1 maddesinden ceza tertip edilirken suçun “kasten yaralama” olarak gösterilmesi suretiyle hükmün karıştırılması,
2- Sanığın soruşturma aşamasında kontorleri iade etmesine karşılık,mahkemece sanığın kovuşturma aşamasında iade edildiğinin kabul edilerek TCK"nın 168/1 maddesi yerine TCK"nın 168/2 maddesine göre indirim yapılması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
3- Sanığa verilen hapis cezasının 3000 TL adli para cezasına çevrilmesinden sonra, doğrudan verilen 20 TL adli para cezasıyla içtima ettirilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20/10/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.