22. Hukuk Dairesi 2016/26668 E. , 2019/23971 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının, davalıya ait işyerinde 2000-2002 yılları arasında ve 05.03.2003 - 23.08.2014 tarihleri arasında çalıştığını, aylık net ücretinin 1.200,00 TL olduğunu, haftanın 7 günü 09.00 - 20.00 saatleri arasında çalıştığını, 15 günde bir tatil yapabildiğini, yıllık ücretli izin hakkını kullanmamasına rağmen işverenin kıdem tazminatını ve ücretini ödemeyeceği baskısı altında yıllık ücretli izin defterini imzalamak zorunda kaldığını, iş akdinin işverence haksız olarak feshedilen davacıya kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmediğini, bunun yerine davacıya 20.000,00 TL değerinde bono düzenlenerek verildiğini, fazla mesai, hafta tatili ve yıllık izin ücretlerinin ödenmediğini, 20.000,00 TL lik senedin mahsubunu talep ettiklerini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve yıllık izin ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesine talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; haksız ve yersiz açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıda bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma alacağının bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma, ulusal bayram genel tatili ve hafta tatilinde çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Çalışma düzenin ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı, ulusal bayram genel tatili ile hafta tatilinde çalışma yapılıp yapılmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti, ulusal bayram genel tatili ve hafta tatili ücretlerinin ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ve hafta tatili alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatili ile hafta tatili alacaklarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde 07:00-20:00 saatleri arasında çalıştığını ileri sürmüş olup davacı ile birlikte çalışması bulunan tek tanık bulunmakta olup diğer 2 tanığın davacı ile çalışması bulunmamaktadır. Davacı ile birlikte çalışması olan tanık Mayıs- Eylül aylarında yani yaz döneminde haftada 6 gün 09:00-20:00 saatleri arasında çalışıldığını, diğer dönemde ise 09:00-19:30 saatleri arasında çalışıldığını, yaz döneminde 2 haftada 1 hafta tatilinde çalışıldığını beyan etmiştir. Bu nedenle davacının fazla çalışma alacağı yaz dönemi olan Mayıs – Eylül arasında 1,5 saat ara dinlenmenin, kış döneminde ise 1 saat ara dinlenme süresinin mahsubu ile haftalık 12 saat fazla çalışma yaptığı ve yine yaz döneminde ayda 2 hafta tatilinde çalıştığı kabul edilerek hesapalama yapılmıştır. Ayrıca maaş bordrosunda fazla çalışma tahakkuku olan dönemler dışlanmıştır. Ancak davacı ile birlikte çalışması olan tek tanık olan ... "ün davacı ile birlikte 5 aylık bir çalışmasının bulunduğu davalı tarafından iddia edilmiştir. Davacı tanığı ..."ün davacı ile birlikte çalışmasının hangi dönemlerde olduğu Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları ile tespit edilerek, davacı tanığının davacı ile birlikte çalıştığı dönem için fazla çalışma alacağı hesabı yapılmalı, davacı tanığının davacı ile çalışmasının bulunduğu dönemde maaş bordrolarında fazla çalışma tahakkuklarının bulunup bulunmadığı belirlenmelidir. Mahmekece anılan yönler gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de, davacının kıdem tazminatına uygulanacak faiz tarihi 23/08/2014 olması gerekirken mahkemece 08/04/2002 tarihinden faiz uygulanması hatalı olmuştur.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23/12/2019 gününde oybirliği ile karar verildi.