14. Ceza Dairesi 2014/6643 E. , 2017/2157 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüs
HÜKÜM : Mahkumiyet
İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilip dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Mağdurenin aşamalardaki anlatımları, savunma ile doktor raporları nazara alındığında olay günü sanığın, dışarıda buluştuğu yirmi yaşındaki mağdureyi akrabasının evine götürmesinin ardından zorla üstündeki kıyafetleri çıkartarak anal yoldan cinsel ilişkiye girmeye çalıştığı ve mağdurenin karşı koyması üzerine başkaca harici bir engel olmaksızın eyleminden vazgeçip cinsel organıyla vücuduna sürtünerek boşaldığı tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından, mevcut haliyle sanığın nitelikli cinsel saldırı eylemini tamamlama imkanı bulunduğu halde ihtiyariyle vazgeçmesi karşısında TCK"nın 36.maddesi gözetilerek o ana kadar gerçekleştirdiği basit cinsel saldırı suçundan cezalandırılması yerine suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüsten mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
Yargılama sırasında Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevli tek psikiyatri uzmanınca düzenlenen 24.05.2012 günlü raporda mağdurede sınırda zeka işlevselliği mevcut olup bu haliyle ruhsal açıdan kendisini savunma becerisinin yetersiz olduğunun bildirilmesi üzerine mahkemece sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 102/3-a. maddesi uygulanmış ise de, hükme esas alınan raporun içeriği itibariyle yetersiz olduğu anlaşıldığından, mağdurenin dava dosyasıyla birlikte İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kuruluna sevk edilerek kendisinde akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunup bulunmadığı, varsa bu nedenle kendisine karşı işlenen fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin gelişip gelişmediği, beden veya ruh bakımından kendisini savunabilecek durumda olup olmadığı, beyanlarına itibar edilip edilemeyeceği, durumunun hekim olmayanlar ile çevresinde yaşayanlar ve kendisini tanıyanlarca anlaşılıp anlaşılamayacağı hususlarında ayrıntılı rapor alınarak toplanacak delillere göre sanık hakkında anılan maddenin tatbiki hususunun değerlendirilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.