Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1781
Karar No: 2019/5359
Karar Tarihi: 24.06.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/1781 Esas 2019/5359 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2017/1781 E.  ,  2019/5359 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi


    Dava, 01.06.2012 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasaya tabi yaşlılık aylığının bağlanması, bağlanma tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsili, aksine Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
    I-İSTEM:
    Davacı vekilinin dosyaya sunduğu dava dilekçesinde özetle; davacıya aylık bağlanmasına esas 26/05/2015 tahsis tarihli yaşlılık aylığı tarihinin iptali ile 17/05/2012 tarihli tahsis talebini takip eden 01/06/2012 tarihinden itibaren aylık bağlanması ve bu tarihden sonra ödenmeyen toplam aylıkların bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile davalı Kurumdan tahsisi ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP:
    Davalı Kurum vekili ise dava dilekçesinde özetle; yasal dayanaktan yoksun olarak açılan davanın usul ve esas yönünden reddini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI:
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Dava, 5510 sayılı Yasanın geçici 63. maddesi ile getirilen prim borcu terkini nedeni ile davacının ilk talep tarihi olan 17/05/2012 tarihini takip eden 01/06/2012 tarihi itibari ile yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
    Dosya kapsamına göre davacının 30/09/2008 tarihine kadar SSK lı olarak 3285 gün prim ödeme gün sayısı bulunduğu ayrıca 600 gün askerlik borçlanması yaptığı Bağ-Kur hizmet süresinin 2225 gün olduğu 17/05/2012 tarihinde Bağ-Kur sicil numarasını bildirerek yaşlılık aylığı bağlanmasını talep ettiği, Bağ-Kur"a 21.229,35 TL borcu bulunması nedeni ile Bağ-Kur ve SSK Hizmetlerinin birleştirilemediği bu nedenle yaşlılık aylığı başvurusunun reddine karar verildiği, 5510 sayılı Yasanın geçici 63. maddesi gereğince 01/10/1999 tarihinden sonraki prim borçlarının silindiği, bunun üzerine davacının 13/05/2015 tarihinde yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğu, bu talep üzerine 01/06/2015 tarihinden geçerli olarak 1130 gün Bağ-Kur, 3285 gün SSK ve 600 gün de askerlik süresi dikkate alınarak 5015 gün üzerinden 16/10/2015 tarihinde yaşlılık aylığı bağlandığı ancak davacının yaşlılık aylığının 17/05/2012 tarihli başvurusuna göre sonuçlandırılmasını ve fark aylıklarının ödenmesini talep ettiği görülmüştür.
    Her ne kadar davacı taraf 01/06/2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasını talep ederek maaş farklarının ödenmesini istemiş ise de, davacının ilk tahsis talep tarihi olan 17/05/2012 tarihi itibari ile Bağ-Kur prim borcunun bulunduğu, SSK hizmet prim ödeme gün sayısının yaşlılık aylığı almak için yeterli olmadığı, Bağ-Kur prim borcu bulunması nedeni ile hizmetlerin de birleştirilemediği anlaşılmakla kurum işleminde yasaya aykırı bir durum bulunduğu anlaşılmakla aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Dosya tetkikinden; davacıya 26/05/2015 tarihinde aylık bağlandığı, davacının ise 17/05/2012 tahsis tarihli talebi ile yaşlılık aylığını hak ettiğini belirterek 01/06/2012 tarihinden itibaren aylık bağlanması gerektiğinin tespiti ile bu tarihe göre aylık bağlandığı tarihe kadar aradaki maaş farklarınında faizleri ile birlikte tahsilini talep ettiği anlaşılmış ise de; davacının ilk tahsis talep tarihinde Bağkur prim borcu olduğundan bahisle kurum tarafından talebinin red edildiği, yine Kocaeli 2. İş Mahkemesinin 2004/403 Esas, 2004/1152 Karar sayılı ilamı ile isteğe bağlı sigortalı olan davacının 4958 sayılı Yasa geçici 1/K maddesi gereği prim ve gecikme zammı borçlarının yeniden yapılandırıldığı, Yargıtay tarafından da ilgili mahkeme kararının onandığı görülmüştür.
    Davacının 17.05.2012 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, tahsi talep tarihinde 51 yaşında olup 506 sayılı Yasa kapsamında 3285 gün prim ödemesi ile 600 gün askerlik borçlanmasının bulunduğu, 1479 sayılı Yasa kapsamında ise 2295 gün sigortalılığının ve kuruma prim borcunun bulunduğu dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Tahsis talep tarihi itibarıyla davacının hizmet birleştirmesi olmaksızın gerek 506 sayılı yasanın geçici 81 ve gerekse 1479 sayılı Yasanın geçici 10. maddesindeki yaşlılık aylığı bağlanma koşullarına sahip bulunmadığı, 1479 sayılı Yasa kapsamında aktif sigortalı olarak görünen davacının pirim borcunun bulunması nedeniyle hizmet birleştirmesi yapılamadığından, 17/05/2012 tarihinde tahsis talebi ile ilgili yasal şartların tam olarak gerçekleşmediği dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
    Davacının 14.12.1990 ile 31.12.30.09.1999 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında primi ödenmiş 1130 gün sigortalılığının bulunduğu ve 01.10.1999 tarihinden sonraki prim borçlarının 5510 sayılı Yasanın geçici 63. maddesinin getirdiği olanaktan yararlanılarak silindiği ve 13.05.2015 tarihli talebi üzerine 01.06.2016 tarihinden geçerli olarak yaşlılık aylığı bağlandığı, uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık 5510 sayılı Yasanın geçici 63 maddesi gereğince prim borçlarının silinmesinden sonra 17.05.2012 tarihindeki tahsis talep koşullarının davacının sonradan çıkan yasa ile prim borcunun silinmiş olmasının önceki talep tarihindeki aylık bağlanma koşulları bakımından yeniden değerlendirilip değerlendirilmeyeceğine ilişkin olup, 17.05.2012 tarihindeki tahsis talebinin anılan tarihteki mevzuat hükümlerine göre değerlendirimesi gerektiğine ilişkin ilkderece mahkemesinin kararı ve Kurum işlemlerinde hukuka aykırılık görülmediğinden davacının istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Sigortalının uyarılmadan, borcu ödeme imkanı kendisine verilmeden talebin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu,yüksek mahkemece resen dikkate alınacak sebeplerle kararın bozulması talep edilmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ:
    Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; davacının Kurum tarafından kabul edilen 3.285 gün hizmet akdine bağlı, 1130 gün primi ödenmiş 1479 sayılı Kanuna tabi sigortalılık süresinin olduğu, 600 gün askerlik borçlanmasının olduğu, 14.12.1990-08.10.1992, 01.06.1998-31.05.002, 17.11.2003-31.03.2004 arasında toplam 2225 gün 1479 tabi sigortalılık kaydının olduğu, bu sürelerin 1130 günün primlerinin ödenmiş olduğu, davacı tarafından ilk defa 17.05.2012 tarihli tahsis talebinde bulunulduğu, Kurum tarafından; davacının 2829 sayılı Kanun gereği birleştirilmesine karar verilen 1479 sayılı Kanuna tabi sigortalılık sürelerinden kaynaklı prim borcu olduğu gerekçesiyle talebinin reddine karar verildiği, 13.05.2015 tarihli ikinci defa tahsis talebi üzerine; 5510 sayılı Kanunun geçici 63"ncü maddesi gereği prim borcu ödenmeyen sigortalılık süreleri durdurularak prim borçlarının silinmesi üzerine 01.06.2015 tarihinden itibaren hizmet akdine bağlı çalışmalarından dolayı kendisine yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece de, Kurumun red kararında belirttiği benzer gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
    Mahkemece, davacının 506 sayılı Kanuna tabi sigortalılık süreleri ve primi ödenmiş 1479 sayılı Kanuna tabi sigortalılık süreleri dikkate alındığında; 17.05.2012 tarihinde tahsis şartlarının oluştuğu, lehe olan 5510 sayılı Kanunun geçici 63"ncü maddesinin uygulanması gerektiği gözetilerek karar verilmesi gerekirken mevcut şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının, HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 24.06.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi