1. Hukuk Dairesi 2021/1236 E. , 2021/2820 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki davadan dolayı ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 19.09.2017 gün ve 793-299 sayılı karar davacılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 20.10.2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat gelmedi, temyiz edilen davalı ... ve vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen dahili davacı ... ve dahili davacı ... gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vasisi, davalının kısıtlı ...’ın damadı olduğunu, davalının kısıtlının akıl sağlığının yerinde olmamasından faydalanarak, 2 numaralı bağımsız bölümünü bedel ödemeksizin kısıtlıdan satın aldığını, aile içinde davalıya baskı yapılarak bir miktar bedelin davalıdan alındığını ancak gerçek bedelin tamamının ödenmediğini, yapılan temlikin ehliyetsizlik nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuş, yargılama sırasında kısıtlının ölümü üzerine mirasçılardan ...davaya devam etmişler, muvafakatlerini sunmayan mirasçılar bulunduğundan miras bırakanın terekesine temsilci atanmış, bu sırada davaya devam eden mirasçılar davalarını muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil olmazsa tenkis isteyerek davalarını ıslah etmişlerdir.
Davalı, temlik tarihinde kısıtlının fiil ehliyeti olduğunu, kısıtlının borcuna mahsuben taşınmazı devrettiğini, kalan miktarın ise çek düzenlenerek ve elden ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava açmakta kullanılan vekaletnamenin vasi tayininden önce düzenlendiği ve vekil edenin henüz vasi sıfatını taşımadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğundan reddine ilişkin verilen karar Dairece, ‘Somut olayda; mahkemenin ara kararı doğrultusunda, vasi tayini hakkında karar alındıktan sonra vasinin vasi sıfatıyla davayı açan avukata verdiği vekaletnamenin mahkemeye ibraz edildiği ve böylece HMK"nın 77. maddesi çerçevesinde usulü eksikliğin giderildiği açıktır. Hal böyle olunca, işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir.’ gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamanın sonucunda temlikin gerçek satış işlemi olduğu ve satış bedelinin mirasbırakana ödendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; ıslah 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 176.maddesinde düzenlenmiş olup, taraflardan her birinin, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilecekleri düzenlemesine yer verilmiştir.
Anılan madde içeriğinden de anlaşıldığı üzere, ıslah hakkı yargılama işleminin taraflarına verilmiştir.
Diğer yandan, terekeye ait haklar üzerinde tasarruf söz konusu ise ortakların oy birliği ile karar vermeleri 4721 sayılı Medeni Kanunun TMK"nun 702/2. maddesinin açık hükmü gereği olduğundan, tasarruf işlemi niteliğindeki tapu iptali ve tescil davasının tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması veya terekeye temsilci atanması ve bu yolla davanın yürütülmesi gerekir. Ancak, bir mirasçı tüm mirasçılar adına tek başına dava açabilirse de, böyle bir davayı yalnız başına yürütemez. Bu durumda davanın hemen reddedilmeyip, diğer mirasçıların davaya katılımlarının veya muvafakatlerinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanması için davacıya uygun süre verilmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında, eldeki dava kısıtlı ... vasisi tarafından ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı olarak açılmış, yargılama sırasında kısıtlının 08.10.2012 tarihinde ölümü üzerine geriye mirasçı olarak eşi ..., çocukları, .... ve ..., mirasçılardan ... davaya devam etmiş, 30.10.2014 tarihinde terekeye temsilci atanmış, alınan adli tıp raporundan kısıtlının işlem tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunun anlaşılması üzerine 05.12.2016 tarihinde davaya devam eden bir kısım mirasçılar davalarını ıslah ederek muris muvazaası hukuksal nedenine dayandıklarını bildirmişlerdir.
Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Nitekim, tereke temsilcisinin atanması ile tereke ortağının ya da ortaklarının terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçı veya mirasçıların davayı takip yetkisi sona erdiği gibi; davanın taraflarına tanınan ıslah hakkı ve kararı temyiz hakkı da miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer.
Tüm bu açıklamalar karşısında, davayı takip yetkisi sona eren davacılar vekilinin 30.10.2017 tarihli temyiz dilekçesinin REDDİNE, 02.01.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen vekili için 2.540 TL duruşma vekalet ücretinin temyiz edenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz istek halinde yatırana geri verilmesine, 26/05/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.