16. Hukuk Dairesi 2015/18249 E. , 2018/540 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün adına tescili istemiyle, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak 09.01.2013 tarihinde dava açmış, dava konusu taşınmaz 13.03.2013 tarihinde ihdasen 418 parsel numarası ile 17.879,66 metrekare yüzölçümlü olarak sınırlandırılmış ancak davalı olduğu için malik hanesi açık bırakılmıştır. Mahkemece ... ve ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı davaya dahil edilerek yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 18.03.2014 tarihli teknik bilirkişi raporunda (418-A) ile gösterilen 9.733,59 metrekarelik taşınmaz bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili, dahili davalı ... vekili ve dahili davalı ... Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, 18.03.2014 tarihli teknik bilirkişi raporunda (418-A) ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde davacı lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddesinde belirtilen zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Dava; TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece dava konusu taşınmaz bölümünün sınırında bulunan taşınmazlara ait kadastro tutanakları ve varsa dayanağı olan kayıtlar (ihdasen tescil edilmiş taşınmazlar varsa tescilin dayanağı olan tüm bilgi ve belgeler) getirtilmemiş, taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmemiş, taşınmazın niteliğinin belirlenmesi amacıyla 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan, taşınmazın öncesinin ne olduğunu, taşınmazda imar-ihya işlemi yapılıp yapılmadığını, yapılmış ise imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını ve kullanım durumunu kesin olarak belirleyen bilimsel verilere dayalı gerekçeli rapor alınmamış, bu hususta hava fotoğraflarından yararlanılmamış, yerel bilirkişi ve tanıkların söz konusu hususlara açıklık getirmeyen, soyut beyanlarına itibar edilmiştir. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilemez. Hal böyle olunca; öncelikle, dava konusu taşınmaz bölümünün sınırında bulunan taşınmazlara ait kadastro tutanakları ve varsa dayanağı olan kayıtlar (ihdasen tescil edilmiş taşınmazlar varsa tescilin dayanağı olan tüm bilgi ve belgeler) getirtilmeli, taşınmazın imar planı sınırları içinde kalıp kalmadığı, imar planı sınırları içinde kalıyorsa hangi yıl imar planı sınırları içine alındığı ve imar planının kesinleşip kesinleşmediği, ... ve ... Büyükşehir Belediye Başkanlığından sorularak alınacak cevap ile tüm plan ve haritalar getirtilmeli, taşınmaz imar planı kapsamına alınmışsa bu tarihten, imar planı kapsamında değilse dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait 3 ayrı dönemde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı"ndan getirilip dosya ikmal edildikten sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişi katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Mahallinde yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu taşınmazların varsa dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmazların yönünü ne okuduğu belirlenmeli; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden keşfi takibe elverişli, krokili rapor alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihyaya konu olabilecek yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, önceki ziraat bilirkişi raporunu irdeleyen, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; 3402 sayılı Kanun"un 17. maddesi göz önüne alınarak taşınmaz imar planı kapsamında ise imar planının onay tarihinden önce, imar planı kapsamı dışındaysa dava tarihine kadar 3402 sayılı Yasa"nın 14 ve 17. maddesinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli ve tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi; kabule göre de, davacı tarafından dava konusu edildiği halde (dava dilekçesine ekli krokide içerisinde kalan) hükme esas alınan teknik bilirkişi raporuna ekli krokide yeşile boyalı olarak gösterilen taşınmaz bölümü yönünden hüküm kurulmamış olması, yine davalı Hazinenin TMK 713/6. madde uyarınca tescil talebi olduğu halde bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması ve henüz tapu kaydı oluşmamış taşınmaz yönünden tapu kaydının iptaline şeklinde hüküm kurulmuş olması da isabetsizdir. Temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı Belediyelere iadesine, 05.02.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.