22. Hukuk Dairesi 2017/26346 E. , 2019/23949 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti ve ücret alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının yıllık izin ücreti alacağı olup olmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada ilişkinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Sözleşmenin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da, iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.
Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır.
Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı işyerinde 7 yılı aşkın çalışması olduğu tespit edilen davacının tüm çalışma süresi boyunca hak ettiği yıllık ücretli izin süresinin 110 gün olduğu belirlenmiş, dosyaya sunulan 01.06.2011 tarihli izin pusulasında 40 gün ve 13.06.2011 tarihli izin pusulasında 14 gün izin talebinin bulunduğu, izin taleplerinin onaylandığı, her iki izin pusulasının aynı tarihleri içerdiğinden hangi tarihler arasında izin kullanıldığının tespit edilemediği, 13.06.2011 tarihli izin belgesinin daha yeni tarihli olduğundan bu belgeye itibar edildiği belirtilerek 14 gün izin kullandığı kabul edilmiş ve bakiye 96 gün yıllık izin ücretine göre yapılan hesaplama dikkate alınarak karar verilmiştir. Hükme esas bilirkişi raporunda iki izin pusulasından yeni tarihli olan izin pusulasına itibar edilmek suretiyle izin tarihleri aydınlatılmadan yapılan hesaplamanın kabulü yerinde olmamıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 31. maddesi uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; mahkemece, davacı asil çağrılarak söz konusu iki adet izin pusulası gösterilmek suretiyle yıllık izinlerle ilgili beyanının alınmasından sonra sonucuna ve tüm dosya kapsamına göre değerlendirme yapılarak bir karar verilmelidir.
3-Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının 291,77 TL net ücret alacağı hesaplanmakla birlikte dava tarihinden sonra davacının banka hesabına yatırılan 1.042,70 TL’nın 291,77 TL’sı ücret alacağından bakiyesini ise yıllık izin ücreti alacağından mahsup edilmiş ve davacının ücret alacağının bulunmadığı belirtilmiştir. Dosyadaki banka hesap hareketlerinde dava açıldıktan (11.07.2014) sonra 25.07.2014 tarihinde davalı tarafından davacı banka hesabına 1.042,70 TL’sının Temmuz maaş-senelik izin açıklamalı olarak yatırıldığı görülmektedir.
Şu halde, Mahkemece ücret alacağının reddi gerekirken kabulü hatalı olup kararın bu yönüyle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.