14. Hukuk Dairesi 2016/1672 E. , 2018/5762 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 31.10.2013 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve tescil ve maddi- manevi tazminat veya maddi ve manevi tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; dava dilekçesinin görevsizlik nedeni ile reddine dair verilen 10.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, yüklenicinin temlikine dayalı ... iptali ve tescil ile maddi ve manevi tazminat; ikinci kademede maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, arsa sahibi ile yüklenici arasında yapılan 20.06.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği yükleniciye düşen, 27108 ada 1 parsel sayılı taşınmazda kayıtlı E blok 5. kat 11 numaralı bağımsız bölümün, davalı yüklenici ... ... İnş. San. Tic. A.Ş. tarafından 05.01.2008 tarihli adi yazılı sözleşme ile Gedavet Konutlarında bulunan 492 adet dairenin şap işinin müvekkilince yapılması karşılığında satıldığını ve müvekkilinin edimini yerine getirdiğini beyan ederek dava konusu taşınmazın müvekkili adına tescili ile maddi ve manevi tazminat, ... iptali ve tescil talebinin kabul edilmemesi halinde ise maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
7/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun;
1- “Amaç” kenar başlıklı 1. maddesinde, “(1) Bu Kanunun amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir.”,
2- “Kapsam” kenar başlıklı 2. maddesinde, “(1) Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.”
3- “Tanımlar” kenar başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının;
a) “i” bendinde, “Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,”,
b) “k” bendinde, “Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,”,
c) “l” bendinde, “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,”,
4- “Tüketici mahkemeleri” kenar başlıklı 73. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, “(1) Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.
(2) Tüketici mahkemeleri nezdinde Bakanlık, tüketiciler ve tüketici örgütleri tarafından açılan davalar 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununda düzenlenen harçlardan muaftır.”,
Hükümlerine yer verilmiştir.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. 4077 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanmasıyla ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Somut olayda; davalı yüklenici ile davacı arasında düzenlenen 05.01.2008 tarihli adi yazılı satış sözleşmesinde 492 adet dairenin şap işinin yapımı karşılığında dava konusu bağımsız bölümün davacıya devrinin kararlaştırıldığı, davacı ile davalı şirket arasında 4077 sayılı yasada tanımlanan şekilde gayrimenkul satış sözleşmesi ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır.
O halde, davada görevli mahkeme tüketici mahkemesi olup, mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmiş olması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.09.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.