Esas No: 2021/1892
Karar No: 2022/328
Karar Tarihi: 13.01.2022
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2021/1892 Esas 2022/328 Karar Sayılı İlamı
9. Ceza Dairesi 2021/1892 E. , 2022/328 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden ve ruh sağlığın bozacak şeklide çocuğa cinsel istismarı
HÜKÜM : Sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan mahkumiyet
İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Herhangi bir adli sicil kaydı bulunmayıp, duruşma tutanaklarına yansıyan olumsuz durumu da görülmeyen sanık hakkında müsnet suçtan belirlenen hapis cezasıyla ilgili olarak “pişmanlık duyduğu hususunda hiç bir belirti bulunmadığı” şeklindeki yeterli olmayan gerekçeyle 62. maddenin tatbikine yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.01.2022 tarihinde üyeler ... ve ...’in karşı oyları ve oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
Daire çoğunluğunca sanık hakkında TCK'nın 62. maddesinin uygulanmaması hususunda "pişmanlık duyduğu hususunda hiç bir belirti bulunmadığı" şeklindeki gerekçenin yetersiz bulunarak hükmün bozulmasına karar verilmiş ise de;
5237 sayılı TCK’nın 62. maddesinin ikinci fıkrasında takdiri indirim nedenleri sayıldıktan sonra “gibi” denilmek suretiyle takdiri indirim nedenlerinin kanunda sayılanlarla sınırlı olmadığı, aksine bunların örnek olarak sayıldığı açıkça vurgulanmıştır. Burada sayılan “failin geçmişi, sosyal
ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri” gibi nedenler, uygulamada hâkimi sınırlayıcı değil, yol gösterici nitelikteki gerekçelerdir.
Serbest takdir sisteminin bir gereği olarak da olayda sanık yararına takdiri indirimin uygulanmasını gerektiren nedenlerin varlığını veya yokluğunu belirleme yetkisi yargılamayı yapan hâkime ait olacaktır. Zira yargılama süreci boyunca maddi gerçeğe ulaşma ve adaleti sağlama yolunda çaba harcayan hâkim, sanığı birebir gözlemleyen ve bu bağlamda takdiri indirim nedenlerinin varlığı ya da yokluğunu en iyi tespit edebilecek konumdaki kişidir. Hâkim; “failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri”nin yanında, her somut olaya göre değişebilecek ve önceden öngörülemeyecek nedenleri de birlikte değerlendirerek, bu hususta hak, adalet ve nasafet kurallarına uygun biçimde uygulama yapacaktır.
07.06.1976 tarihli ve 3-4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile bu doğrultudaki birçok Ceza Genel Kurulu kararında açıkça vurgulandığı üzere; kanun koyucu, hâkime takdiri indirim hükmünün uygulanması konusunda geniş bir takdir yetkisi tanıyarak, uygulamada çıkabilecek olan ve önceden öngörülme imkânı bulunmayan çeşitli hâlleri kapsayacak bir kalıp bulmanın zorluğu karşısında, hâkimin bu yetkisini sınırlamaktan özenle kaçınmıştır.
Ancak, hâkimin bu konudaki takdir yetkisi sınırsız değildir. Bütün kararlarda olduğu gibi takdiri indirimin uygulanmasına veya uygulanmamasına ilişkin kararlar da gerekçeli olmalıdır. Bununla birlikte gösterilen gerekçelerin hak, adalet ve nasafet kuralları ile dosya içeriğine uygunluğunun Yargıtay denetimine tâbi olacağında da şüphe bulunmamaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/4-137 Es. 2019/692 Kr. Sayılı ilamında “...Dosya içeriğine göre; pişman olduğunu belirtir bir beyanı olmayan ve pişmanlık gösterdiğine ilişkin tutanaklara yansıyan bir hareketi bulunmayan sanığın yargılama sürecindeki davranışlarını göz önünde tutarak değerlendirmede bulunulan Yerel Mahkemece TCK'nın 62. maddesindeki takdiri indirim nedenlerinin "Yargılama süresinde sanık lehine takdiri indirim nedeni olabilecek bir hususun tespit edilemediği ve bu yönde bir eğilimin oluşmadığı," şeklindeki gerekçeyle uygulanmamasının yasal, yeterli ve dosya kapsamıyla uyumlu olduğu kabul edilmelidir.
” diyerek yerel mahkemenin direnme kararını yerinde bulmuştur.
Yukarıdaki açıklamalar nazara alındığında, öğretmen emeklisi olup olay tarihinde 57 yaşında olan ve torunu yaşındaki mağdureye sarkıntılık suretiyle cinsel istismarda bulunduğu sabit olan sanık hakkında yerel mahkemenin "pişmanlık duyduğu hususunda hiç bir belirti bulunmadığı" şeklindeki gerekçe ile TCK'nın 62. maddesini uygulamamasında bir isabetsizlik bulunmadığı, duruşmada sanığı bizzat gözlemleyen mahkemece gösterilen gerekçenin yeterli ve dosya kapsamına uygun olduğu kanaatinde olduğumuzdan, hükmün onanması yerine anılan gerekçeyle bozulmasına dair çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.