Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/1316 Esas 2019/5325 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1316
Karar No: 2019/5325
Karar Tarihi: 20.06.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/1316 Esas 2019/5325 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, hizmet tespiti istemiyle açılan davada, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak hüküm fıkrasında çelişki olduğu ve açık bir şekilde gösterilmediği için, davalıların temyiz itirazları doğru bulunarak hüküm bozulmuştur. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. ve 294-301 maddeleri, hakimin talep sonuçlarına bağlı olduğunu ve hükümün nihai karar olması gerektiğini belirlemektedir. Ayrıca, hüküm sonucunda taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık bir şekilde gösterilmesi gerekmektedir. Kararın kanun maddeleri de detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
10. Hukuk Dairesi         2017/1316 E.  ,  2019/5325 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi


    KARAR


    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26. maddesi uyarınca; "Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Aynı Kanun"un 294-301 maddelerinde ise mahkeme kararlarının nasıl olması gerektiği belirlenmiştir. Bu düzenlemelere göre Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Yine aynı Kanun"un 297. maddesinin (2). fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükümleri öngörülmüş olup, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması, zorunludur.
    Dava, 28.04.2004 tarihi ile 15.10.2013 tarihleri arasında ..."na bağlanan Kızıleniş köyü nezdinde köyün içme suyu görevlisi olarak çalıştığının tespiti istemine ilişkin olup, hüküm fıkrasında 28.04.2004 - 01.08.2013 tarihleri arasına dair tespit hükmü kurulmuş olmasına karşın; kısa kararda davanın rapor gibi kabulüne; gerekçeli kararda ise davanın kısmen kabulü, kısmen reddi şeklinde karar verilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Rapora atfen kısa karar verilmesi ayrıca kısa kararla hüküm fıkrasının çelişkili olacak şeklinde hüküm kurulmak suretiyle çelişkili şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, sair temyiz nedenleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..."na iadesine, 20/06/2019 gününde oybirliği ile karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.