
Esas No: 2016/9504
Karar No: 2017/310
Karar Tarihi: 16.01.2017
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/9504 Esas 2017/310 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, borçlu icra mahkemesine başvurarak; meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunmuş, mahkemece, şikayetin kabulüne ve dava konusu taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.
İİK"nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince; borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.
Borçlunun, şikayete konu taşınmazın bulunduğu yerde oturması zorunlu olmadığından, daha mütevazi semtlerde haline münasip meskenin değerinin bilirkişi marifeti ile tespit edilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Somut olayda, borçlunun sosyal ve ekonomik durumu ile ilgili zabıta araştırması yapılmadan bilirkişi raporu ve ek rapor alındığı gibi, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; taşınmazın değerinin 148.500,00 TL olduğu, borçlunun haline münasip taşınmazı 155.000 TL"ye temin edebileceği bildirilmiştir. Rapor bu hali ile hüküm kurmaya elverişli değildir. Zira asıl olan borcun ödenmesi olup, borçlunun, şikayete konu meskenin bulunduğu semtte veya o yere yakın semtte mesken edinmesi gerekmez. Bu nedenle borçlunun ... ilçesinin daha mütevazi semtlerinde haline münasip edinebileceği meskenin değerinin belirlenmesi gerekir.
O halde mahkemece, yukarıda belirtilen ilke ve kurallar uyarınca borçlunun sosyal ve ekonomik durumu tespit edildikten sonra bilirkişiden ek rapor alınarak borçlunun ... ilçesinin daha mütevazi semtlerinde haline uygun alabileceği mesken değerinin belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve yetersiz rapora dayalı olarak hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.