13. Hukuk Dairesi 2015/35480 E. , 2017/11614 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, taraflar arasında yapılan sözleşme uyarınca davalının, malzeme teslimini yapmaması üzerine çekilen ihtarla davalıya uhdesinde kalan malzemeleri teslim etmesi, aksi takdirde, ihaleye ilişkin sözleşmenin 17/1 maddesi hükmüne göre tebligat tarihinden itibaren her geçen gün için %0.3 oranında gecikme cezası uygulanacağı ve aynı sözleşmenin 17/3 maddesine göre sözleşmenin feshedileceğinin bildirildiği, davalı firmanın söz konusu malzemelerin bir kısmını teslim ettiğini, malzemenin geç ve eksik teslim edilmesi nedeniyle davalıya ihbarın tebliğ edildiği tarihten, sözleşmenin fesih edildiği tarihe kadar her gün için (49 günlük) % 0.3 ceza kesildiğini, firma adına kesilen 28.751,44 TL cezanın 25.311,00 TL"sinin hak edişten tahsil edildiğini ileri sürerek, bakiye kalan 3.440,44 TL"nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında yapılan 02/04/2008 tarihli sözleşme uyarınca sözleşme bedelinin 195.588,00 TL olarak belirlendiği, davalının 25/09/2009 tarihinde davacıya 25.499,00 TL tutarında tıbbi malzeme teslim ettiği, davalının kalan 170.089,00 TL"lik taahhüt bakiyesi üzerinden hesaplanan 25.003,08 TL gecikme cezasından sorumlu olduğu davacı yanca davalının hak edişinden 25.311,00 TL gecikme cezasının tahsil edildiği bu nedenle davalının davacıya borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda uyuşmazlık taraflar arasında yapılan 26/02/2008 tarihli sözleme uyarınca uygulanacak % 0.3 oranında gecikme cezasının sözleşme bedeli olan 195.588,00 TL üzerinden mi yoksa 170.089,00 TL"lik taahhüt bakiyesi üzerinden mi hesaplanacağı noktasında toplanmaktadır. Davacı, sözleşme bedeli üzerinden hesaplanan gecikme cezasının tahsilini talep etmiş, mahkemece 170.089,00 TL"lik taahhüt bakiyesi üzerinden hesaplama yapılmıştır. Bu halde taraflar için bağlayıcı olan sözleşme hükümlerinin incelenmesi gerekir. Taraflar arasında yapılan 26/02/2008 tarihli sözleşmenin 17. maddesi ile; "idare tarafından sözleşmenin 18.maddesinde belirtilen süre uzatımından ve sözleşme kapsamında yaptırılacak iş artışlarından kaynaklanan haller hariç, iş zamanında bitirilmediği/mal teslim edilmediği takdirde (teknik şartnamedeki hükümler saklı kalmak kaydıyla) geçen her takvim günü için yükleniciye yapılacak ödemelerden sözleşme bedeli üzerinden % 0.3 oranında gecikme cezası kesileceği, kesilecek toplam ceza tutarının hiç bir şekilde ihale bedelini aşamayacağı"" kararlaştırıldığı nazara alındığında, ihtara rağmen sözleşme konusu malların tamamının teslim edilmediği, bu nedenle gecikme cezasının davacının talebi doğrultusunda sözleşme bedeli üzerinden hesaplanması gerekirken, sözleşme hükmüne aykırı rapor esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.