10. Hukuk Dairesi 2019/3529 E. , 2019/5313 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
KARAR
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili, temyiz isteminin reddine dair ek karar ile esas hükmün davalılardan Sosyal Güvenlik Kurumu vekili ile esas hükmün İçişleri Bakanlığı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Mahkemenin 29.07.2013 tarihli ek kararının incelenmesinde, esas hükmün davalı Kuruma 08.08.2013 tarihinde tebliğ edildiği ve ilgili vekilin bu kararı 15.08.2016 tarihinde temyiz ettiği belirgin olup, kararın tebliğinden itibaren 8 günlük süre içerisinde yapılan temyizin süresinde kabul edilerek dosyanın gönderilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan, 29.08.2013 tarih... E.- 2013/304 K. sayılı ek kararın bozularak ortadan kaldırılmasına,
2-Davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte olan 5510 sayılı Kanunun 21. maddesidir.
Rücu davaları, kusur sorumluluğuna dayanmakta olup, iş kazasında kusuru olanlar davacı Kurumun rücu alacağından kusurları karşılığında sorumludur. Kusurun belirlenmesinde ise; zararlandırıcı olayın ne şekilde oluştuğunun, dosya içeriğindeki tüm deliller taktir olunarak belirlenmesi ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, konusunda uzman sayılacak kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden, aynı olay nedeni ile daha önce açılmış ve kesinleşmiş tazminat ve ceza davaları varsa, bu davalardaki kusur raporları ile çelişki oluşturmayacak şekilde kusur oran ve aidiyeti konusunda rapor alınması gereklidir. Kusur durumu saptanırken, iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerektiğinin, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığını ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığının, 5510 sayılı Kanunun 21. maddesi, 4857 sayılı Kanunun 77. maddesi, İşçi sağlığı ve iş Güvenliği Tüzüğü hükümleri çerçevesinde değerlendirilerek belirlenmesi gerekir.
Sigortalı veya hak sahipleri tarafından tazmin sorumluları aleyhine açılan tazminat davalarında alınan kusur tespitine ilişkin bilirkişi raporları ile ulaşılan sonuçlar, rücu davasında Kurumun taraf olmaması nedeniyle bağlayıcı nitelikte bulunmamakta, işçi sağlığı ve iş güvenliği kuralları yönünden ayrıntılı irdeleme içermesi halinde güçlü delil olarak kabul edilebilmektedir.
Eldeki davada,alınan raporunda işverenin %70, sigortalının ise %30 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmekle, davacı vekilinin mahkemeye sunmuş olduğu ıslah dilekçesiyle %70 kusur oranını esas alarak dava miktarını arttırdıktan sonra davanın kabulüyle %55 oranında kusur oranına göre hüküm verilmesi ve gerekçeye dayanak kılınan kusur raporunun da dosya içinde bulunmamasına göre çelişkili hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece hükme esas alınan kusur oranı hakkındaki çelişki giderilmeksizin, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.06.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.