14. Ceza Dairesi 2014/7230 E. , 2017/2101 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkumiyet
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi.
Sanık ... müdafiin kanuni süresinden sonra yaptığı duruşmalı inceleme talebinin hükmedilen ceza miktarları nazara alındığında 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 318. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Hükümden sonra 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi ile ilgili olarak 24.11.2015 tarihli, 29542 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamıyla verilen iptal kararının infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüştür.
Delillerle iddia ve savunma; duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan, sanık ... ile müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
Sanık ... hakkında kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanık ..."un adli sicil kaydında yer alan ve dosya içerisine getirtilen Mustafakemalpaşa Sulh Ceza Mahkemesinin 13.04.2005 gün ve 2005/206 Karar sayılı ilamı ile verilen para cezasının 26.08.2005 de infaz edildiği, temyiz davasına konu suç tarihinin ise 29.09.2009 olduğu anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nın 58/2-b. maddesine göre adli para cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infazından itibaren üç yıl geçtikten sonra işlenen suç dolayısıyla tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde 58. maddenin tatbikine karar verilmesi,
Hükümden sonra 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi ile ilgili olarak 24.11.2015 tarihli, 29542 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamıyla verilen iptal kararı nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık ..."un temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu hususların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetki uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümde yer alan TCK"nın 53 ve 58. maddelerinin uygulanması ile ilgili bölümlerin çıkartılarak karara “Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı da nazara alınmak kaydıyla sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarının uygulanmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.04.2017 tarihinde üyeler ... ve ..."in sanıklar haklarında 5237 sayılı TCK"nın 109/5. ve 109/3-b. maddelerinin uygulanamayacağı yönündeki karşı oyları ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Oluş ve kabule göre; mağdurenin sanıkların yanına rızası ile gittiği ve eve dönmek istemediği, sanık ..."un yanında kaldığı süreçte ise aralarında cinsel amaca yönelik herhangi bir davranışta bulunulmadığının anlaşıldığı olayda, mağdurenin sanık ..."un yanına kendi isteği ile gelip kaldığı, diğer sanık ..."in de sanık ... ve mağdureyi yanında tutarak bu suça iştirak ettiği anlaşılmakla, sanıkların mağdureyi sanık ... ile evlenmek amacıyla yanında tuttuğu kabul edilse dahi, evlenmenin içerisinde cinselliği barındırmakla birlikte salt cinsellikten ibaret olmadığı, TCK"nın 109/5. madde ve fıkrasının uygulanabilmesi için bizatihi cinsel amaçla eylemin gerçekleştirilmesinde zorunluluk bulunduğu, sanıkların mağdureye yönelik cinsel söz ve davranışta bulunmadıkları, evlenme dışında mağdurenin cinsel amaçla kaçırıldığına dair dosyaya yansıyan herhangi bir delilin de olmadığı, bu nedenle mevcut haliyle olayda 5237 sayılı TCK"nın 109/5. maddesinin uygulama koşullarının bulunmadığı, yine kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun ağırlaştırıcı nedeni olan suçun birden fazla kişi tarafından gerçekleştirilmesi halinin uygulanabilmesi için eylemin mağdurenin direncinin kırılmasını sağlayacak şekilde zor kullanarak gerçekleştirilmesi gerekeceği, dosyaya konu olayda mağdurenin kendi isteği ile sanık ..."un yanına geldiği, sanık ..."in ise araçla onları alarak evlerine götürmek suretiyle bu suça iştirak ettiğinin anlaşılması karşısında mağdurenin direncini kıracak şekilde zor kullanılması söz konusu olmadığından aynı Kanunun 109/3-b. maddesinin de sanıklar hakkında uygulanamayacağı nazara alınmadan, yazılı şekilde verilen mahkeme kararının bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.