11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/3293 Karar No: 2018/5138 Karar Tarihi: 30.05.2018
Mühür bozma - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/3293 Esas 2018/5138 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık iş yerinin mühürlenmesine rağmen mührün bozulması sonucu faaliyete devam ettiği gerekçesiyle mühür bozma suçundan açılan dava sonucunda sanık mahkum edilmiştir. Ancak sanığın hakkında açılan başka mühür bozma davaları da bulunmaktadır ve zincirleme suç ilişkisi içindeki eylemlerden bazıları mahkumiyet hükmüne konu olmasına rağmen diğer eylemlerin dava konusu yapılması engellemez. Bu nedenle, diğer mühür bozma tutanaklarının da incelenmesi gerekmektedir. Ayrıca, sanığın cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden uygulanması gerektiği gözetilmelidir. Kanun maddeleri: Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi, 1. fıkrasının (c) bendi; 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi; 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi.
11. Ceza Dairesi 2017/3293 E. , 2018/5138 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mühür bozma HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Sanığın iş yerinin mühürlenmesine rağmen 06.11.2013 tarihli kontrolde mührün bozularak faaliyete devam edildiğinin tespit edilmesi nedeniyle, sanık hakkında mühür bozma suçundan açılan kamu davasında; sanığın adli sicil kaydında yer alan ve dosya içerisinde örneği bulunan Bursa 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/556 esas, 2012/73 karar sayılı ilamından sanığın mühür bozma suçunun 27.04.2010, 25.11.2010, 22.03.2011 ve 28.06.2011 tarihli mühürleme tutanaklarına dayandığı, ancak dosya içerisinde aynı işyerine ilişkin 30.09.2011, 01.02.2012, 11.04.2012 ve 04.09.2012 tarihli başka mühür bozma tutanaklarının da olduğunun anlaşılması karşısında; mühür bozma suçlarında sanık hakkında düzenlenen aynı mühür bozma tutanağından dolayı birden çok dava açılmış ise davanın mükerrer açıldığının kabulünün gerekeceği, ancak aynı sanık hakkında aynı yere ilişkin birden çok mühür bozma tutanağı düzenlenmiş ise, hukuki kesinti iddianame tarihi itibarıyla oluşacağından, bu tarihten önce düzenlenen birden fazla mühür bozma eylemi varsa zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekeceği, zincirleme suç ilişkisi içindeki eylemlerden bazılarının kesinleşmiş mahkumiyet hükmüne konu olmasının diğer eylemlerin dava konusu yapılmasına engel olmayacağı, bu kapsamda sonradan sübutu kabul edilen eylemler nedeniyle zincirleme suç hükümleri uygulanacağından; mükerrer yargılamanın önlenmesi ve zincirleme suç koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenebilmesi bakımından, yukarıda bahsedilen tutanaklara ilişkin dava açılmış ise bu tutanaklara ilişkin dava dosyaları ve aynı yere ilişkin açılan başkaca davalar var ise bu dosyaların da getirtilerek incelenmesi ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağının bulunup bulunmadığı tartışılarak, kesinleşmiş hükmün zincirleme suç kapsamında kaldığının anlaşılması halinde Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15/03/2016 tarih, 2014/847 esas ve 2016/128 karar sayılı ilamın da belirtildiği üzere tayin olunacak cezadan kesinleşmiş önceki cezanın mahsup edilmesi gerektiği dikkate alınmadan eksik inceleme ve değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Kabule göre ise; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması; Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.