4. Hukuk Dairesi 2015/5995 E. , 2016/4586 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 16/04/2013 gününde verilen dilekçe ile istirdat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11/02/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, dava dışı borçlunun borcu nedeniyle haciz baskısı altında ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmiş, hüküm; davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı tarafından dava dışı ... hakkında icra takibi başlatıldığını, işyerinde takip tarihinde borçlunun işçi olarak çalıştığını, ancak maaş haciz yazısının tebliğinden itibaren bir ay sonra işyerinden ayrılarak ilişiğinin kesildiğini, davalı alacaklı tarafından maaş hacziyle ilgili gönderilen yazılara süresinde cevap veremediklerini, iş yerine gelinen hacizler sırasında haciz baskısı nedeniyle takip konusu borç için tüm hakları saklı tutarak ödeme yapmak zorunda kaldıklarını, borçlunun işten ayrılması nedeniyle bir aylık maaş kesintisinden sorumlu olduklarını belirterek fazladan ödenen miktarın iadesi isteminde bulunmuştur.
Davalı, davacının gönderilen haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz etmediğini, yapılan işlemlerin yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalı takip alacaklısı tarafından davacı şirkete İİK"nun 89. maddesi uyarınca 2. ve 3. haciz ihbarnamesi gönderilip kesinleşmeden doğrudan 1. haciz ihbarnamesine istinaden davacı 3. kişiden alacağın istenemeyeceği, davacı tarafından yapılan ödemelerin haciz baskısı altında yapıldığı gerekçesiyle istemin kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, ... 16. İcra Dairesi"nin 2012/11913 takip sayılı dosyası ile davalı tarafından dava dışı borçlu ... aleyhine icra takibi yapıldığı, borçlunun davacı şirkete ait işyerinde çalışıyor olması nedeniyle borçlunun maaş ve ücretinin 1/4"ünün haczi için İİK"nun 355 ve 356. maddeleri uyarınca davacı şirkete iki kez yazı yazıldığı, gönderilen yazıların davacıya 07/08/2012 ve 16/10/2012 tarihlerinde tebliğ edildiği, davacı şirket tarafından haciz yazılarına cevap verilmediği, yine İİK"nun 89/1 maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesine de süresinde cevap vermediği, davacı şirket işyerinde 25/12/2012, 07/02/2013 ve 21/02/2013 tarihlerinde haciz işleminin gerçekleştirildiği, davacı şirketin haciz sırasında tüm haklarını saklı tutarak ödemelerde bulunduğu, davacı şirketin 25/12/2012 ve 07/02/2013 tarihlerinde yapılan haciz işlemlerinin iptalleri için yaptığı şikayetlerin İcra Hukuk Mahkemesi tarafından süre yönünden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yanlar arasındaki uyuşmazlık davacı tarafından yapılan ödemelerin takip borçlusunun borcuna karşılık yapılıp yapılmadığına ve yapılan ödemelerin iadesinin istenip istenemiyeceğine ilişkindir. İİK"nun 355. maddesinde; ""Devlet işlerinde veya hususi müesseselerde bulunan borçlu memur veya müstahdemlerin maaş ve ücretlerinden kesilmesi için icra dairelerinden yapılacak tebligatın kanuni muhatapları haczin icra edildiğini ve borçlunun maaş ve ücreti miktarını nihayet bir hafta içinde bildirmeğe ve borç bitinceye kadar icra dairesinin tebligatı mucibince haczolunan miktarı tevkif edip hemen daireye göndermeğe mecburdurlar. Memurun maaş, ücret veya memuriyetinde yahut başka bir şubeden maaş almağı mucip olacak surette vukubulacak tebeddülleri ve hizmetine nihayet verildiği takdirde bu keyfiyeti de malmemuru veya daire amiri yahut hususi müesseselerin kanuni muhatapları derhal icra dairesine bildirmeğe ve ikinci halde haciz muamelesinden o şube veya amirini haberdar etmeğe mecburdur."" denilmiş, 356. maddesinde ise "" Yukardaki madde hükümlerine riayet etmemiş olanların kesmedikleri veya ilk vasıta ile göndermedikleri para ayrıca mahkemeden hüküm alınmasına hacet kalmaksızın icra dairesince maaşlarından veya sair mallarından alınır. Bunların borçluya kanun hükümleri dairesinde rücu hakkı vardır..."" düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, davalı takip alacaklısı tarafından dava dışı takip borçlusu hakkında yapılan icra takibi nedeniyle davacı şirketin çalışanı takip borçlusunun ücretinin haczi için İİK"nun 355. maddesi uyarınca iki defa yazı yazılmasına rağmen davacı şirket tarafından haczin icra edildiğine ilişkin cevap verilmemiş, haczedilen miktarı tevkif edip icra dairesine göndermemiş ve borçlunun iş aktinin sona erdiğini derhal icra dairesine bildirmemiştir. Bu nedenle davacı şirkete ait iş yerinde haciz işlemleri gerçekleştirilmiş ve yapılan hacizler sırasında davacı tarafından ödemeler yapılmıştır. Davacı şirket tarafından yapılan ödemelerin İİK"nun 356. maddesi uyarınca takip konusu borca karşılık yapıldığının kabulü gerekir. Şu halde davacının, yaptığı ödemeler nedeniyle takip borçlusuna karşı rücu hakkının varlığı da dikkate alınarak davalıdan talep etmesi yasal değildir.
Mahkemece açıklanan hususlar gözetilmeden davalı hakkındaki davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın İİK"nun 89. maddesi kapsamında değerlendirilerek işin esasının çözümlenmesi yerinde görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 06/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.