11. Ceza Dairesi 2016/4132 E. , 2018/5136 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 213 sayılı Vergi Usul Kanununa aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Sanığın şirketteki hissesini 09.05.2007 tarihinde devraldığı ve şirketin %90 ortağı ile mesul müdürü olduğu, iş yerinde bizzat sanığa yapılan 03.11.2008 tarihli tebligat ile şirketin 2005, 2006, 2007 ve 2008 takvim yıllarına ait yasal defter ve belgelerin talep edildiği, ancak sanığın 2006 yılı defter ve belgeleri ibraz etmediği; yine iş yerinde sanığın çalışanına 29.09.2009 tarihinde yapılan tebligat ile şirketin 2004-2005 takvim yıllarına ilişkin defter ve belgelerin ibraz edilmesinin istendiği, ancak 2004-2005 takvim yıllarına ait envanter defterlerinin ibraz edilmediği, bu suretle iki kez defter ve belgeleri gizleme suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; ilgili takvim yıllarına ilişkin noter onaylı yasal defterleri ile bastırılmış faturalarının bulunduğunun anlaşılması ve sanığın şirketi devraldığı kişilerin kendisine defter ve belgeleri eksik verdiğini, verilen belgeleri ibraz ettiğini, 2009 yılının 6. ayından itibaren cezaevinde olduğunu savunması karşısında; defter ve belgeleri bulamadığını savunan sanığın işyerinde vergi incelemesi yapılması zorunluluğu bulunmadığından, 213 sayılı Kanunun 139/2. maddesindeki istisnai şartların varlığının kabulü gerekeceği, aynı Kanunun 253. maddesine göre ilgili bulundukları yılı takip eden yıldan başlayarak beş yıl süre ile muhafaza edilmesi mecburiyeti bulunan defter ve belgelerin 13. maddede düzenlenen mücbir sebep kapsamında ibraz edilmediğinin tespiti hususunda gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi bakımından, sanığın hisseleri devraldığı ...isimli kişilerin, ibraz edilmediği belirtilen defter ve belgeleri teslim edip etmedikleri hususunda CMK"nın 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılıp, tanık sıfatıyla dinlenilerek, ayrıntılı beyanlarının alınması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması;
2-29.09.2009 tarihli tebligat ile istem yazısı nedeniyle defter ve belgeleri ibraz etmeme suçu bakımından sanığın tebligat tarihinde infaz kurumunda olup olmadığı araştırılıp, sorumluluğunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Kabule göre;
a-03.11.2008 tarihli suç yönünden; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03.02.2009 gün ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan, zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, defter ve belge ibraz etmeme suçunda anılan maddenin aradığı anlamda somut bir zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında; ileride bir daha suç işlemeyeceği yönünden mahkemeye kanaat geldiğinden cezası ertelenen ve suç tarihinde engel adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında yasanın aradığı objektif ve sübjektif şartlar karar yerinde tartışılmadan, vergi dairesine zararı ödemediğinden bahisle yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
b-Kasten işlenmiş suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olan, kazanılmış hakka konu edilemeyen 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasındaki yazılı hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.