Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/26012 Esas 2017/11579 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/26012
Karar No: 2017/11579
Karar Tarihi: 27.11.2017

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/26012 Esas 2017/11579 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2015/26012 E.  ,  2017/11579 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacılar, murisleri tarafından davalıya 16.8.2001 tarihinde 2 ay sonra ödenmek üzere banka yoluyla havale yapılarak 10.000 USD borç para verildiğini, borç olarak verilen bedel ödenmeyince alacağın tahsili için ... 2. İcra Müdürlüğünün 2009/3814 E.sayılı dosyası ile başlatılan takibin durduğunu, toplam hisse miktarlarının ¾ olduğunu, bu bedelin 7500 USD’ye tekamül ettiğini ve ödeme tarihi olan 16.10.2001 tarihindeki kur olan 1.632,00 TL üzerinden hesaplama yapıldığında 12.240,00 TL olduğunu ileri sürülerek bu bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davacılar, murisleri tarafından davalıya borç olarak ödenen bedelin kendi hisselerine düşen miktarın tahsili amacıyla eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, davaya konu borç ilişkisine davacıların murisi ile davalının taraf olduğu, davacıların murisi ...’nun ise 04.02.2006 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacılar ile dava dışı çocuğu ...’ı bıraktığı ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/838 E.-2011/778 K. Sayılı dosyasından verilen veraset ilamından anlaşılmaktadır. Müteveffa ...’nun terekesinde, davacılar ile dava dışı ... arasında elbirliği mülikiyeti hükümleri geçerlidir. Elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 640 ve 702. maddeleri uyarınca, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir. O halde, davacılar dışındaki diğer mirasçının da davaya katılımının sağlanması, muvafakatinin alınması ya da terekeye temsilci tayin ettirilmesi gerekir. Hal böyle olunca, davacılara diğer mirasçının davaya katılımını sağlaması veya muvafakatini alması ya da terekeye temsilci tayin ettirmesi için süre verilerek taraf teşkilinin sağlanması, bundan sonra işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken; taraf teşkili sağlanmaksızın yazılı şekilde hüküm tesis etmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre davacıların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bent uyarınca davacıların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.