(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2020/4142 E. , 2021/2985 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... Köyünde bulunan 112 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, 2903 hektar 9498,58 metrekare yüzölçümü ile orman niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka, taksime ve zilyetliğe dayanarak sınırlarını bildirdiği yaklaşık 3 dönüm kadar olan taşınmaz parçasının adına tescili talebiyle dava açmış; Katılan ..., miras yoluyla gelen hakka ve zilyetliğe dayanarak dilekçesinde sınırlarını bildirdiği taşınmaz parçasının adına tescili talebiyle davaya müdahil olmuş, Mahkemece davacı ... ve müdahil ..."ın davalarının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay"ca "bilirkişi raporlarında taşınmazın (A) harfiyle gösterilen bölümü yönünden hükmün araştırmaya yönelik bozulmasına karar verilmiştir. Bozma kararından sonra ... ve arkadaşları sınırlarını bildirdikleri taşınmazın adlarına tescili talebiyle davaya müdahil olmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacı ... ve asli Müdahil ..."ın davalarının kabulüne, fen bilirkişisinin 21/07/2017 havale tarihli raporundaki (A) harfi ile gösterilen 1477,34 metrekarelik kısmın ... adına; (B) harfi ile gösterilen 1151,20 metrekarelik kısmın asli müdahil ... adına tesciline, davaya konu 112 ada 11 parselin ifraz edilen miktar çıkarıldıktan sonra kalan yüzölçüm miktarı ile aynı parsel numarası ile orman vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline, asli müdahiller ..., ... ve ..."ın davalarının reddine karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine, Orman İdaresi ve asli müdahil ... tarafından temyiz edilmiştir.
1- Müdahil ...’ın temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; davaya konu edilen ve (C) harfiyle gösterilen bölümün dört tarafının orman parseli ile çevrili olduğu, eylemli durumunun da orman içi açıklık niteliğinde olduğu, 6831 sayılı Kanun"un 17. maddesi gereğince orman içi açıklıkların zilyetlikle kazanılamayacağı belirlenerek yazılı şekilde davanın reddine dair hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre müdahil ..."ın temyiz itirazlarının reddi ile (C) ile gösterilen bölüm yönünden hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz eden ..."tan alınmasına,
2- Davalılar Hazine ve Orman İdaresinin davaya konu taşınmazın (B) harfiyle gösterilen bölümü hakkındaki temyiz itirazlarının incelenmesinde; Müdahil ... taşınmazın (B) bölümü hakkında adına tescil talebiyle davaya katılmış, Mahkemece ilk hükümde (B) ile gösterilen bölüm yönünden davanın reddine karar verilmiş, müdahil hükmü temyiz etmemiş olup, (B) ile gösterilen bölüm yönünden kurulan ret hükmü kesinleşmiştir. Bu nedenle evvelce temyiz edilmeyerek kesinleşen (B) bölümü hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olup, temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün BOZULMASINA,
3- Davalılar Hazine ve Orman İdaresinin davaya konu taşınmazın (A) harfiyle gösterilen bölümü hakkındaki temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece bu bölüm hakkında bozmaya uyularak yargılama yapılmış ise de bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki, Orman bilirkişi kurulu taşınmazın 1951 tarihli hava fotoğrafında bütünüyle açıklık olduğu, 1960 tarihli memleket haritasında tamamının yeşil renkli alanda kaldığı, 1992 tarihli memleket haritasında açık renkle gösterildiği, yargılama sırasında yapılan 2/B madde çalışmasında orman sınırları dışına çıkarıldığı ve neticede orman sayılmayan yer olduğu bildirilmiş olup, bu belirlemeler kendi içinde çelişkilidir. Zira 1951 tarihli hava fotoğrafında açık olan yerin, memleket haritasında neden yeşil renkle gösterildiği açıklanmadığı gibi, hava fotoğrafına aplike edilirken ölçekleri denkleştirilmediğinden rapor içeriği denetlenememektedir. Ayrıca orman bilirkişisi taşınmazın orman içi açıklık niteliğinde olup olmadığı hususunda değerlendirme yapmamıştır. Yine hava fotoğrafları incelenerek, bozmadan önceki keşifte dinlenen mahalli bilirkişilerin; "100 yıldır tarım arazisi olarak kullanılan yerlerdendir" şeklindeki beyanı ile bozmadan sonraki keşifte dinlenen ziraat bilirkişisinin "12-15 yıldır üzerinde tarımsal üretim yapıldığı" yolundaki beyanları çelişkili olup, bu çelişki de giderilmemiştir.
Hal böyle olunca; Mahkemece yargılama sırasında yapılan 2/B maddesi uygulamasının davaya konu taşınmaz hakkında kesinleşmediği, eldeki davanın aynı zamanda orman kadastrosuna itiraz davası olduğu nazara alınarak; yöreye ait memleket haritaları ve hava fotoğraflarının tamamı ile varsa ortofoto haritaları ile amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri, tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise mahkeme karar örnekleri ilgili yerlerden getirtilip, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç kişilik orman mühendisi bilirkişi/bilirkişi kurulu, bir ziraat mühendisi bilirkişi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; zilyedlikle veya hukuki değeri kalmamış olan tapu kayıtlarıyla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri ile uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp, orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz, çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazın gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu"nun 17/2. maddesinde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadığını belirten müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalıdır.
Ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; dava konusu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraatçi bilirkişiden taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.03.2021 gününde oy birliği ile karar verildi.