23. Hukuk Dairesi 2016/5714 E. , 2020/170 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili tarafından dava dışı borçlu ... aleyhine kredi kartı harcamalarına ilişkin borcun ödenmemesi nedeniyle takip başlatarak borçlunun emekli ikramiyesi üzerine haciz koydurduğunu, ikramiyenin ilk haczi koyan ... 12. İcra Müdürlüğünün 2014/4159 E. sayılı dosyasına gönderildiğini, daha sonra düzenlenen sıra cetveli ile paranın davalı ..."ya ödenmesine karar verildiğini, ... ile ..."in kardeş olduklarını, aralarında alacak borç ilişkisinin bulunmadığını, davalının alacağının muvazaalı olduğunu ileri sürerek ... 12. İcra Müdürlüğünün 2014/4159 E. sayılı dosyasında yapılan 05.06.2015 tarihli sıra cetveline dayalı ..."ya ayrılan payın müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile dava dışı borçlu ... arasında gayrimenkul satışı nedeniyle 90.000,00 TL’lik bono düzenlendiğini, bono tanziminden sonra tapu devri yapıldığını, ancak dava dışı borçlunun bono bedelini ödemediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün davalı alacaklıda olduğu, davalı alacaklının icra takibine konu ettiği bononun her zaman düzenlenmesi mümkün olan belgelerden olduğu, davalı tarafın alacağının muvazaalı olmadığı yönünde dosyaya HMK’nın 200 ve devamı maddeleri uyarınca belge sunmadığı, davalının alacağını ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Dava, muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraza ilişkindir.
Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, davalı alacaklıdadır. Davalı alacaklı alacağının varlığını ve miktarını, takipten önce düzenlenmiş ve üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilecek nitelikte olan usulüne uygun, birbirini doğrulayan yazılı delillerle kanıtlamalıdır. Her zaman düzenlenmesi mümkün olan çek ve bono, alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli değildir.
Somut olayda, davalı alacaklının alacağının dayanağı 15.01.2013 tanzim, 15.09.2013 vade tarihli bono olması alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli değil ise de, gerek bono metninde bononun veriliş nedeninin konut satışı olduğunun belirtilmesi, gerekse tapu kaydında 25.01.2013 tarihinde konut satışının yapılması birlikte düşünüldüğünde davalının alacağının varlığını ispat ettiği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeye dayalı davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 16.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.