22. Hukuk Dairesi 2017/26246 E. , 2019/23864 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının eksik ödenen kıdem tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık ücretli izin, ilave tediye ve toplu iş sözleşmesinden doğan bir kısım alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre ve hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, yazılı gerekçe ile eksik ödenen kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağı taleplerinin reddine diğer taleplerin ise kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
Aynı ispat kuralları hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı talepleri için de geçerlidir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı haftada 7 gün 07:30-20:00 saatleri arasında çalıştığını iddia etmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanıklarının anlatımından hareketle davacının 1999-2001 tarihleri arasında haftanın 6 günü 08.00-17.00 arası 1 saat ara dinlenme ile haftada 3 saat fazla çalışma yaptığının kabul edilmesi gerektiği belirtilmiş, davacının 1988-2005 tarihleri arasında hafta tatili günlerinde ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı kabul edilmiştir.
Öncelikle, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 1999-2001 tarihleri arasında fazla çalışma yaptığı açıklanmasına karşın 1988-1999 tarihleri arasındaki dönem için de hesaplama yapıldığı, fazla çalışma ve hafta tatili alacağı hesaplanırken de mükerrer hesaplama yapıldığı görülmektedir. Bu yönüyle bilirkişi raporunda hatalar bulunduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan, davacının çalıştığı belediye resmi bir kurum olup çalışma saatlerinin belli olduğu, davacı tanıklarının "gerek duyulduğunda fazla çalışıldığı", "bazı hafta tatillerinde çalışıldığı", "ulusal bayram ve genel tatillerde iş olursa çalışıldığı" şeklindeki somut, inandırıcı ve yeterli bilgi içermeyen beyanlarının hüküm kurmaya elverişli nitelikte olmadığı, çalışma şekli ve süresine dair davacı iddiası ile örtüşen yeterli delil bulunmadığı, davacının tanık beyanı dışında başkaca delil ibraz etmediği anlaşılmakla, davacının yaptığı işin niteliği de dikkate alındığında yöntemince ispatlanamayan fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının reddine karar verilmesi gerekirken varsayımsal şekilde ve hatalı olarak hesap yapılan bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde bu alacakların hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık davacının ödenmeyen ilave tediye, ikramiye, izin yardımı, aile yardımı, yakacak yardımı, yemek yardımı, gıda yardımı, giyim yardımı ve bayram yardımı alacağının bulunup bulunmadığı ve varsa miktarı konusundadır.
Ödeme itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilir. Kural olarak, yargılama aşamasında sunulmayan deliller, temyiz veya karar düzeltme aşamasında sunulamazlar. Bu kuralın tek istisnası, dayanılıp sunulan delilin o davaya konu olan borcu kesin olarak ortadan kaldıran bir nitelik taşımasıdır. Borcun ödendiğini gösteren makbuz veya ibraname bu istisnanın tipik örneğidir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 27.01.2010 tarih 2009/9-586 esas-2010/31 karar sayılı kararı )
Mahkemece hükme esas alınan kök ve ek bilirkişi raporlarında, sadece 2005 yılı 1-5. aylar arası döneme ait ücret bordroları dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır. Ne var ki; davalı ..., 28.5.2014 tarihli kök bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, dosyaya bir kısım ücret bordroları ve ödeme belgeleri sunmuş olup bu belgeler ek raporda değerlendirilmemiştir.
Öte yandan, davalı ... resmi bir kurum olup ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapıldığını savunmasına karşın davacıya ait ücretin ödendiği banka hesap kayıtları temin edilmeden karar verilmiştir.
Açıklanan nedenle davacıya ait ücretin ödendiği banka hesap kayıtları temin edilmeli, dosyadaki tüm belgeler değerlendirilmeli bundan sonra alacaklar hakkında bir karar verilmelidir.
Mahkemece belirtilen hususlar üzerinde durulmadan karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 19.12.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.