14. Hukuk Dairesi 2016/1481 E. , 2018/5711 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.06.2016 gününde verilen dilekçe ile yüklenicinin temlikine dayanan ... iptali tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.07.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, yüklenicinin temliki ile kazanılan kişisel hakka dayalı ... iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili ile yüklenici arasında 06.09.2009 tarihinde adi yazılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, sözleşmede yüklenici tarafından 28.09.2006 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye düşen 772 parsel sayılı taşınmazda bulunan K blok19 nolu daire vasıflı bağımsız bölümün satışının vaat edildiğini, edimini tam olarak yerine getirmiş olduğunu, dairenin kendisine teslim edildiğini, dava konusu bağımsız bölümün ... kaydının iptali ile müvekkili davacı adına tescili isteminde bulunmuştur.
Arsa sahipleri olan davalılar vekili, davanın yükleniciye karşı da açılması gerektiğini, yüklenicinin edimini tam olarak yerine getirmediğini, davacının yükleniciye halef olamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne , dava konusu 772 parseldeki daireye davacı adına kat irtifakı şeklinde tesciline, karar verilmiştir
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Davadaki istemin dayanağı, davalı yüklenici ile dava dışı arsa sahipleri arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve yüklenicinin davacıya şahsi hakkını devretmesine ilişkin “alacağın temliki” (alacağın devri) sözleşmesidir.
Arsa sahibi ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yükleniciden, sözleşmede ona bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü temlik alan üçüncü kişinin (davacının) arsa sahibini (borçluyu) ifaya zorlayabilmesi için bazı koşulların varlığı gerekir.
Türk Borçlar Kanununun 188. maddesi gereğince; “Borçlu, devri öğrendiği sırada devredene karşı sahip olduğu savunmaları, devralana karşı da ileri sürebilir. Buna göre temliki öğrenen arsa sahibi, temlik olmasaydı önceki alacaklıya (yükleniciye) karşı ne tür defiler ileri sürebilecekse, aynı defileri yeni alacaklıya (temlik alan davacıya) karşı da ileri sürebilir. Temlikin konusu, yüklenicinin arsa sahibi ile yaptığı sözleşme uyarınca hak kazandığı gerçek alacak ne ise o olacağından, temlik eden yüklenicinin arsa sahibinden kazanmadığı hakkı üçüncü kişiye temlik etmesinin arsa sahibi bakımından bir önemi bulunmamaktadır. Diğer taraftan, yüklenici arsa sahibine karşı edimini tamamen veya kısmen yerine getirmeden kazanacağı şahsi hakkı üçüncü kişiye (davacıya) temlik etmişse, üçüncü kişi (davacı) Türk Borçlar Kanununun 97. maddesi hükmünden yararlanma hakkı bulunan arsa sahibini ifaya zorlayamaz.
Somut olaya gelince;
Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere bu gibi davalarda arsa sahipleri ile yüklenici arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğunun kabulü gerekir. 28.09.2006 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi, yüklenici ... İnşaat İç ve Dış. Tic. Ltd. Şti. ve müşterek borçlu müteselsil kefil ... ve ... ile arsa sahipleri ... ve ... arasında akdedilmiş olup, mahkemece yapılacak inceleme ve araştırmanın kat karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olan arsa sahipleri ile yüklenicinin taraf olduğu bir davada yapılması gerektiğinden, davacı tarafa arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde yüklenici olan ancak davaya dahil edilmeyen Tüzel kişi ve gerçek kişiler hakkında dava açmak üzere mehil verilmeli, dava açılırsa o dava eldeki dava dosyası ile birleştirilmeli, yüklenici ve diğer arsa sahiplerinin savunma ve delilleri toplanmalı, sonucuna göre işin esası hakkında bir karar verilmelidir.
Taraf teşkili tam olarak sağlanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarını kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.09.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.