23. Hukuk Dairesi 2014/4418 E. , 2015/369 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin daire bedelini peşin ödeyerek davalı kooperatife ortak olduğunu, yönetim kurulunca 24.03.2005 tarihi itibariyle kooperatife borçlu olmadığına dair belge düzenlendiğini, buna karşın borcunu ödemediğinden bahisle ortaklıktan ihraç edildiğini ileri sürerek, 30.11.2011 tarihli ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının iki ihtara rağmen borcunu ödemediğini, bu nedenle ihracına karar verildiğini, ihraç kararında yasaya aykırılık bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 06.05.2013 tarih ve 2386 E., 2939 K. sayılı ilamıyla; diğer temyiz itirazlarının reddi ile, Kooperatifler Kanunu"nun 27. maddesine göre, gerçek borç miktarını gösterir iki ihtarın tebliğine rağmen borcun verilen sürelerde ödenmemesi halinde ortağın ihracına karar verilebileceği, hem asıl ve hem de gecikme faizinin ihtarlarda doğru gösterilmesinin zorunlu olduğu, kooperatif genel kurullarında aidat ödemelerinin geciktirilmesi halinde alınması kararlaştırılan gecikme zammının temerrüt faizi niteliğinde olup 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 120/2. maddesine göre, sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faiz oranının, birinci fıkrada belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı, 6101 sayılı Kanun"un 7. maddesine göre Türk Borçlar Kanunu"nun temerrüt faizine ilişkin 120. maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanacağından ihraç kararının dayanağı olan ihtarlarda gösterilen borcun gerçek borcu yansıtıp yansıtmadığının 6098 sayılı Kanun"un 120. maddesi ile getirilen sınırlama dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucuna göre belirlenmesi gerektiği, 6098 sayılı Kanun"un 120. maddesi hükmü gözetilmeksizin, davalı kooperatifin genel kurullarında kabul edilen faiz oranlarına göre hesaplama yapan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; genel kurul kararlarına göre davacının peşin bedelli ortak olmasına dair alınmış bir karar olmadığı, yönetim kurulunca düzenlenmiş olan 24.03.2005 tarihli belgenin Kooperatifler Kanunu"nun 23. maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı olup, geçerli olmadığı, davacının davalı kooperatife üyeliği nedeniyle mali yükümlülüklerinin devam ettiği, davacının 2006 yılı Ağustos ayına kadar aidat ödemelerini
yaptığı, bu tarihten sonra bir aidat ödemesi yapmadığı, davacının ödemediği aidat anapara borcunun 19.169,00 TL olduğu, aidat anapara borçlarının ödenmemesi nedeniyle uygulanacak faiz oranının TBK"nın 120. maddesi uyarınca yasal faizin %100"ünü geçemeyeceğinden davacının borcuna uygulanabilecek faiz oranı %18"i aşamayacak olup 6.930,65 TL faiz borcu olduğu, davacının davalı kooperatife toplam borcunun 26.004,65 TL olduğu, davalı kooperatifin ise 19.071,00 TL aidat anapara ve 31.268,70 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 50.339,70 TL davacıdan alacaklı olduğunu belirterek ihtar keşide ettiği, birinci ve ikinci ihtarnamelerde borç miktarı doğru hesaplanmadığından bu ihtarnameler ile davacı üyenin temerrüte düşürülmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile ihraç kararının iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.