Hukuk Genel Kurulu Esas No: 2014/402 Karar No: 2015/2805 Karar Tarihi: 04.12.2015
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/402 Esas 2015/2805 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesi'nin verdiği \"şikayet yoluyla takibin iptali\" kararı, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi tarafından eksik gerekçe nedeniyle bozulmuştur. Çünkü Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ edilen evrakta tebliğ memurunun adının yazmaması nedeniyle yapılan tebliğ işlemi usulsüz sayılmıştır. Ayrıca, takipten önce açılan menfi tespit davasında, mahkemece sadece takibin durdurulması konusunda karar verilmiştir. Ancak, mahkemece takibin tümden iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz görülmüştür. Bu nedenle, Hukuk Genel Kurulu direnme kararını bozmuştur. Kanun maddeleri ise Tebligat Kanunu'nun 23. maddesi ve İcra ve İflas Kanunu'nun 72/2. maddesi olarak belirtilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu 2014/402 E. , 2015/2805 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki “şikayet yoluyla takibin iptali” isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesince şikayetin kabulüne dair verilen 11.03.2013 gün ve 2013/120 E., 2013/216 K. sayılı kararın incelenmesi karşı taraf-alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 04.06.2013 gün ve 2013/12622 E., 2013/20643 K. sayılı ilamı ile; (…Sair temyiz itirazları yerinde değildir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 23. maddesinin 19.03.2003 tarih ve 4829 Sayılı Kanunla değişik 8. bendinde "tebliğ evrakı kime tebliğ edilmişse onun imzası ile tebliğ memurunun adı, soyadı ve imzası" tebliğ evrakında bulunması zorunlu unsurlar arasında sayılmıştır (HGK"nun 08.10.2008 tarih, 2008/12-536 Esas, 2008/574 Karar). Somut olayda; şikayetçi borçlu şirkete gönderilen ve Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre tebliğ edilen 10.01.2013 tarihli tebligat evrakında tebliğ memurunun ad ve soyadının yazılı olmadığı anlaşılmış olmakla tebliğ işlemi usulsüz olup, alacaklının bu hususa ilişkin temyiz istemi yerinde değildir. İİK"nun 72/2. maddesi gereğince takipten önce açılan menfi tespit davasında; İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 23.10.2012 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile "...1.432.852,05 TL bedelli çek yönünden, çek bedelinin 1.000.000,00 TL"si yönünden yapılacak icra takibinin % 15 tutarında hesap olunan 150.000,00 TL nakit veya kesin ve süresiz teminat mektubu verildiğinde taraflar arasında olmak kaydıyla tedbiren durdurulmasına" karar verildiği görülmektedir. Tedbirde; çekin takibe konu edilmemesi yönünde bir karar mevcut olmayıp, sadece yapılacak icra takibinin durdurulması yönünde bir karar bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece şartları varsa durdurma yönünde bir karar verilmesi gerekirken takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan tedbir kararı çekin 1.000.000,00 TL"si için verilmiş olup, bu hususta gözardı edilerek takibin tümden iptali de doğru görülmemiştir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Karşı taraf-alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma ilamında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 04.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.