15. Ceza Dairesi 2021/2406 E. , 2021/2478 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 37/1 maddesi delaletiyle TCK"nın 157/1, 52/2 ve 53 maddeleri uyarınca ayrı ayrı mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Hükümden önce 05/08/2017 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanununun 21. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 291. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen ve bölge adliye mahkemelerinin kararlarına karşı 7 gün olarak öngörülen temyiz süresinin 15 gün olarak değiştirildiği; ancak bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20/07/2016 tarihinden önce verilen ve Yargıtay"dan geçen dosyalar hakkında 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK"un 305 ila 326. maddelerinin uygulanması gerektiği ve 1412 sayılı CMUK"un 310. maddesi uyarınca da temyiz süresinin bir hafta olduğu gözetilmeden mahkemece temyiz süresinin 15 gün olduğu belirtilmek suretiyle yanıltıcı ifade kullanılmış olması, kanun yoluna ilişkin süreler konusunda 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda farklı düzenlemelere yer verilmesi, 7035 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra temyiz süresi konusunda tereddütler oluşması ve ilk derece mahkemelerince yanıltıcı ifadeler kullanılmasının, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 13/10/2015 gün, 2015/11-120 Esas, 2015/313 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, avukatlar da dahil olmak üzere başvurucuların kanun yolunda yanılmalarına sebep olduğu gibi, Anayasa Mahkemesi"nin 09/06/2016 tarihli (Başvuru Numarası: 2014/4987) ve 22/09/2016 tarihli (Başvuru Numarası: 2014/1382) kararlarına göre, bu durumun adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkının ihlali niteliğinde bulunması nedeniyle sanık ... müdafisinin 08/01/2021 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu,
Ayrıca sanıklara atılı dolandırıcılık suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaşma bürosuna tevdii edildiği ancak; uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede;
Katılan ...’un, olay tarihinde komşusu olan katılan ...’ın adına kayıtlı ....plakalı aracı 27.000.TL’ye satılması konusunda sanık ... ile anlaştığı, katılan ...’nın yabancı uyruklu olması nedeniyle katılan ...’a aracın satımı konusunda vekalet verdiği, katılan ile sanık ...’ın aracın satış işlemini yapmak üzere Bakırköy 3.Noterliği’ne gittikleri, bu esnada aynı eylem ve fikir birliği içinde birlikte hareket ettiği diğer sanık ...’in de yanlarına gelerek, aracı aslında sanık ..."in alacağı fakat satışın sanık ..."ın üzerine yapılacağı, satış bedelini de EFT yoluyla katılanın hesabına yapacaklarını beyan ettikleri, daha sonra noter satışı yapıldıktan ve satış bedeli de katılana ödenmeden sanıkların aracı alarak olay yerinden kaçtıkları, kısa bir süre sonra da suça konu aracı başka bir şahsa sattıkları, bu surette sanıkların iştirak halinde dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia ve kabul olunan somut olayda,
Sanıkların suçtan kurtulmaya yönelik soyut savunmaları, katılan beyanları, tanık anlatımları, araç satım evrakları ile tüm dosya kapsamından, sanıklar hakkında atılı suçu işledikleri yönünde verilen mahkumiyet hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 04/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.