Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/7300
Karar No: 2018/6905
Karar Tarihi: 13.03.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/7300 Esas 2018/6905 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/7300 E.  ,  2018/6905 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ...ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece 2 nolu bağımsız bölüm hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer dava konusu taşınmazlar yönünden ise davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 13.03.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ... ile temyiz edilen vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, miras bırakanı ... Onay’ın maliki olduğu 278 sayılı parseldeki 1 no’lu bağımsız bölümün ½ payını, 77 sayılı parseldeki 2, 3 ve 7 no’lu bağımsız bölümlerin tamamı ile 4 sayılı parselin 279/1949 payını intifa haklarını kendisi ve eşi üzerinde tutarak çıplak mülkiyetlerini 25.10.2002 tarihinde davalı oğlu ... Cem’e satış yoluyla temlik ettiğini, yapılan temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.
    Davalı, miras bırakan ...’nin sağlığında tüm mirasçıları kapsar ve hak dengesini gözeten paylaştırma yaptığını, tüm mirasçılarına taşınmazlar verdiğini, mal kaçırma amacı taşımadığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; Somut olayda, mahkemece, kısa kararın 2. maddesinde; “ ... Mahallesi 230 ada 278 parselde bulunan taşınmazın 90/840 payının ve zemin kat 1 nolu bağımsız bölümün tapusunun iptaline, taşınmazın 1/8 hisse ile davacı adına, 7/8 hisse ile davalı adına tesciline, ” şeklinde hüküm kurulduğu halde, UYAP"ta onaylı gerekçeli kararın 2. maddesinde; “ ... Mahallesi 230 ada 278 parsel sayılı taşınmazın 90/840 pay ve zemin kat 1 nolu bağımsız bölümünün tapusunun iptaline, taşınmazın 1/4 hisse ile davacı adına, 3/4 hisse ile davalı adına tesciline, ” şeklinde hüküm kurulmak suretiyle değinilen ilke ve yasa hükümleri gözardı edilerek kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılması doğru olmadığı gibi, dosyaya konulan karar suretlerinin hüküm kısımlarının birbirinden farklı olacak şekilde yazılmış olması da doğru değildir." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun kanıtlandığı, öte yandan dava konusu 2 no’lu bağımsız bölümün yargılama sırasında kesinleşmiş mahkeme kararı ile üçüncü kişi adına tesciline karar verildiği gerekçesiyle dava konusu 2 no’lu bağımsız bölüm hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer dava konusu taşınmazlar yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Miras bırakan ... Onay’ın 05.09.2007 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı kızı ... Güzin’i, davalı oğlu ... Cem’i ve dava dışı oğlu ... ile eşi ...’ı bıraktığı, miras bırakanın dava konusu 278 sayılı parseldeki 1 no’lu bağımsız bölümün ½ payını, 77 sayılı parseldeki 2, 3 ve 7 no’lu bağımsız bölümlerin tamamı ile 4 sayılı parselin 279/1949 payını 25.10.2002 tarih ve 3413 yevmiye no’lu akit ile davalıya satış yoluyla temlik ettiği, davalının da 07.08.2003 tarih ve 2554 yevmiye no’lu işlemle dava konusu 1, 3 ve 7 no’lu bağımsız bölümlerin intifa haklarını miras bırakan ... ile eşi ...’a bedel karşılığı tanıdığı kayden sabittir.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (nitelikli-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve l.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 s. Türk Medeni Kanunu" nun (TMK) 706, 6098 s. Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237 (818 s. Borçlar Kanunu"nun (BK) 213) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki kişisel ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı da kuşkusuzdur.
    Somut olaya gelince; miras bırakan ...’nin, 12.01.1994 tarih ve 105 yevmiye no’lu akit ile; maliki olduğu 140 ada 87 parsel sayılı içinde tek katlı ve iki katlı kargir bina olan arsa vasıflı taşınmaz ile 140 ada 88 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazı dava dışı oğlu ...’e satış yoluyla, 27.12.1996 tarih ve 4059 yevmiye no’lu akit ile; maliki olduğu 77 sayılı parselde kat irtifakına ayrılan 1 no’lu dükkanı davacı kızı ... Güzin’e satış yoluyla, 27.03.1997 tarih ve 925 yevmiye no’lu akit ile; maliki olduğu 278 sayılı parseldeki 6 no’lu bağımsız bölüm ile 77 sayılı parselde kat irtifakına ayrılan 5 no’lu meskeni davacı kızı ... Güzin’e satış yoluyla, 17.12.1997 tarih ve 3943 yevmiye no’lu akit ile; maliki olduğu 278 sayılı parseldeki 4 ve 5 no’lu bağımsız bölümler ile aynı mevkiide kain 664 m2 lik üç katlı betonarme binadaki 12 no’lu bağımsız bölümü davacı kızı ... Güzin’e ve aynı akit ile 278 sayılı parseldeki 2, 7, 8 ve 9 no’lu bağımsız bölümleri, 224 sayılı parselin tamamını ve 77 sayılı parselde kat irtifakına ayrılan 9 no’lu meskeni davalı ...’e satış yoluyla, 18.12.1997 tarih ve 3961 yevmiye no’lu akit ile; maliki olduğu 278 sayılı parseldeki 1 no’lu bağımsız bölümün ½ payını uhdesinde bırakarak kalan ½ payını dava dışı eşi ...’a satış yoluyla temlik ettiği, daha sonra da eldeki davaya konu temlikin yapıldığı, miras bırakanın zaman içerisinde terekesindeki malları mirasçılarına paylaştırdığı, denkleştirme yapılırken mutlak surette eşitlik aranmayacağı, tüm mirasçıları kapsar, kabul edilebilir ve hak dengesini gözeten bir paylaştırma yapılmasının yeterli olduğu, öte yandan mal kaçırma amacı taşıyan bir kişinin mal kaçıracağı mirasçıya hiç bir şey vermeme iradesi ile hareket edeceği, ne var ki somut olayda miras bırakanın davacı kızı ... Güzin’e de belirli aralıklarda yaptığı işlemler ile toplamda 7 adet bağımsız bölüm verdiği bir bütün halinde değerlendirildiğinde dava konusu temlikin mirasbırakan tarafından paylaştırma amacı ile yapıldığı ve muvazaalı olmadığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
    Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi