Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/594
Karar No: 2015/2795
Karar Tarihi: 04.12.2015

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/594 Esas 2015/2795 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Boşanma davası sonucunda, evlilik birliğinin temelinden sarsılmadığı sabit olmadığı gerekçesiyle mahkeme tarafından davanın reddedilmesi gerektiği ancak yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verildiği belirtilmiştir. Kanunen, boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerektiği ve davacının kusuru daha ağır ise, davalının bu karara itiraz hakkı bulunduğu belirtilmiştir. Ancak, itirazın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olması ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebileceği vurgulanmıştır. (TMK 166/I-II)
Hukuk Genel Kurulu         2014/594 E.  ,  2015/2795 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “boşanma” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya l. Aile Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 14.03.2013 gün ve 2011/1098 E., 2013/236 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 11.11.2013 gün ve 2013/12476 E., 2013/25984 K. sayılı ilamı ile;
    (...Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır...)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesiyle boşanma istemine ilişkindir.
    Davacı, davalı ile görücü usulü ile evlendiklerini, evlendikleri ilk günden beri davalının huzursuzluk çıkardığını, evle ilgilenmediğini, agresif tavırlar sergilediğini, davalının kendisine “aslında evlenmek istemediğini ancak evliliğe ailesinin kendisini zorladığını” beyan ettiğini, eşinin ailesine ve akrabalarına saygı göstermediğini, davalının yakınları yanında kendisine hakaret edip, kötü davrandığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesiyle boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının davalıyı sürekli hor gördüğünü, müvekkilinin ev işlerini titizlikle yaptığını, davacının sürekli davalıya boşanmak için baskı yaptığını, en son gece yarısı davalının ailesine telefon açan davacının, gelip kızlarını almalarını söylediğini, sabahleyin de davalının ailesinin gidip kızlarını aldıklarını, bu nedenle öncelikle açılan davanın reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise davalı lehine maddi ve manevi tazminat ile tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakalarına hükmedilmesini talep etmiştir.
    Yerel mahkemece, dosya kapsamından davacı eşin daha çok kusurlu olmasına rağmen evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuk bakımından korunmaya değer bir yarar kalmadığı, davalının boşanmaya itirazının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm taraf vekillerinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    Direnme kararını, davalı vekili temyize getirmiştir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; ortak hayatı sürdürmelerinin eşlerden beklenmeyecek derecede evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının tanık beyanları ile ispatlanıp ispatlanamadığı noktasında toplanmaktadır.
    Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle ilgili yasal düzenlemelerin değerlendirilmesinde yarar vardır:
    4721 sayılı Türk Medenî Kanunu (TMK)’nun “Evlilik birliğinin sarsılması” başlıklı 166/I- II. maddesi;
    “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.
    Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.”
    Hükmünü içermektedir.
    Anılan madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için; biri objektif, diğeri sübjektif olmak üzere başlıca iki şartın gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Objektif şart; evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması, sübjektif şart ise; ortak hayatın çekilmez hale gelmiş bulunmasıdır.
    Söz konusu hüküm uyarınca, evlilik birliği, eşler arasında ortak hayatı çekilmez duruma sokacak derecede temelinden sarsılmış olduğu takdirde, eşlerden her biri kusurlu olsa dahi boşanma davası açabilir. Yani dava açabilme hakkı, eşlerden birinin kusursuz olması şartına bağlanmış değildir. Başka bir deyişle, boşanma davası açabilmek için, geçimsizlikten dolayı evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olmasının mutlaka eşlerden birinin kusurundan ileri gelmiş olması gerekmediği gibi, davacı eşin de bunda kusurunun bulunmaması şart değildir. Eşlerden her ikisi de kusurlu olsa veya her ikisinin de kusuru bulunmasa bile, yine de boşanma davası açılabilir. Çünkü evlilik birliğinin sarsılması, kusura dayanan bir boşanma sebebi değildir (Turgut Akıntürk/Derya Ateş Karaman, Türk Medenî Hukuku Aile Hukuku, C. 2, 14. Baskı, İstanbul 2012, s. 261 vd.).
    Evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılmış olması durumunda, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı bulunmaktadır (TMK m. l66/II). Bu durumda, davacının davalıdan daha fazla kusurlu olduğu itiraz yoluyla ispat edilirse, davanın reddedilmesi gerekir. Bu sonuç, bir kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak kazanamaması ilkesinden doğan bir sonuçtur (Akıntürk/Ateş Karaman; s. 267).
    Bu düzenlemeyle davalıya bu yolla bir itiraz hakkı tanınmış olmakla birlikte, bu hakkın kötüye kullanılmasının yaptırımı da aynı hükümde belirtilmiştir.
    Gerçekten, TMK. m. l66/II son cümleye göre; itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.
    Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; tarafların 15.12.2004 tarihinde evlendikleri ve bu evliliklerinden 21.01.2007 doğumlu bir kız çocuklarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Toplanan deliller ve özellikle davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medenî Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Oysa Türk Medenî Kanununun 166/1- 2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Bu nedenle davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi yerinde değildir.
    Görüşmeler sırasında bir kısım üyeler tarafından yerel mahkeme direnme kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek hükmün onanması yönünde görüş beyan etmiş iseler de, bu görüş yukarıda belirtilen nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından kabul edilmemiştir.
    Hal böyle olunca; Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma ilamında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 04.12.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi