10. Hukuk Dairesi 2017/1878 E. , 2019/5228 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
KARAR
Asıl dava, ödenen aylıkların iadesi, birleşen dava yaşlılık aylıklarının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle asıl davanın reddine, birleşen davanınn kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince Kurumun istinaf talebinin esastan reddine, birleşen dava davacısının istinaf talebinin kabulüne ve davanın reddine karar verilmiştir.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Asıl davada davacı kurum vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkil kurumdan 4/1-a kapsamında aylık almakta iken 30.09.2013 tarihli ve 183 sayılı denetmen raporuyla Bağ-Kur kaydı ve Bağ-Kur borcunun tespit edildiğini, bu tespite istinaden aylıklarının durdurulup yersiz ödemelerin iadesi için ihtar gönderildiğini, yersiz ödemelerin tahsiline yönelik ihbarın neticesiz kaldığını, davalının iptal edilen ödemeden 5510 sayılı Yasanın 96 ncı maddesi gereği sorumlu olduğunu, açıklanan nedenlerle, müvekkil kurum alacağının her bir ödemenin yapıldığı tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Bağ-Kur"lu olmanın şartlarından olan kendi nam ve hesabına çalışmanın müvekkilinin Bağ-Kur sigortalılığında oluşmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Karara karşı taraflar istinaf yoluna başvurmuş davacı kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının müvekkili kurumdan aylık almakta iken 30.09.2013 tarihli ve 183 sayılı denetmen raporuyla Bağ-Kur kaydı ve Bağ-Kur borcu tespit edildiğini, bu nedenle davalının iptal edilen ödemeden 5510 sayılı Yasa"nın 96. Maddesi gereği sorumlu olduğunun açık olduğunu, buna karşın açılan davanın reddi ile davalının davasının kabul edilmesinin yerinde olmadığından kararın kaldırılarak davalarının kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece ana davada davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verildiğini, kararın lehlerine sonuçlandığını, ana davanın açılmış olduğu döneme ilişkin avukatlık asgari ücret tarifesine göre tarafları lehine hükmedilmesi gereken vakalet ücretinin yanlış hesaplandığını, birleşen davanın lehlerine sonuçlanmasına rağmen yatırdıkları 465 TL gider avansından 231 TL harcama yapılmış olup sadece 20 TL lik kısmın taraflarına iadesine karar verilmiş olduğunu bu sebeplerden mahkeme kararının kaldırılarak düzeltilmesine karar verilmesi gerektiğini belirmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davalının, 2205481496 tahsis numarası ile 01.12.2010"dan başlamak üzere, 506 Sayılı Yasanın Geçici 81/b-c maddesi kapsamında aldığı aylık için 4/1-a prim gün sayılarının tek başına yeterli olduğu konusunda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı, ayrıca davalının ... bağ-numarasıyla 24.07.2003 - 01.08.2008 tarihleri arasında 4/1-b sigortalılığının olduğu ve bu sigortalılıktan dolayı Kuruma prim borcu olduğu konusunda da taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık olmadığı, davacı kurum her ne kadar, davalının Bağ-Kur hizmetleri dikkate alınmadan, yalnızca 4/1-a kapsamındaki hizmetlerine göre yaşlılık aylığı bağlandığını ve hizmet birleştirmesi yapılması gerektiğini gerekçe göstererek davalının prim borcu nedeniyle 4/1-a yaşlılık aylığını başlangıç tarihi itibariyle kesse de, davacı kurumun yaptığı işlem hukuka aykırı olup, yerleşik Yargıtay kararlarıyla sabit olduğu üzere, salt SSK hizmetlerinin yaşlılık aylığı bağlanmasına yeterli olduğu durumlarda, Bağ-Kur"un hizmet birleştirmeye zorlanılmayacağı ifade edildiğinden, davalının ... tahsis numaralı ve 01.12.2010 başlangıç tarihli yaşlılık aylığını iptal eden Kurum işleminin iptali gerektiği yönündeki mahkeme kararının yerinde olduğu bu nedenle davalı Kurumun istinaf talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle;
1-Ana davada davacı kurum vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b maddesinin 1. alt bendi gereğince esastan reddine, 2- Birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının (Bu Yönden) kaldırılmasına, ... Esas sayılı davanın reddine, - Davacı kurum harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
SGK vekili, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kurumdan 4-a kapsamında aylık almakta iken 30.09.2013 tarihli denetmen raporuyla Bağ-Kur kaydı ve borcunun olduğu tespit edildiği, Kurum işleminin yerinde olduğu belirterek kararın temyiz incelemesi ile bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosya kapsamı incelendiğinde, 1968 doğumlu Yadikar’ın ... arası 4/1-a kapsamında toplam 6220 gün üzerinden 01.12.2010 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı almaya başladığı, ancak Kurum tarafından Yadikar’ın 24.07.2003 - 01.08.2008 tarihleri arası dönemde 4/1-b sigortalılığının olduğu ve 43.818,00 TL prim borcunun olduğu tespiti ile borç tahakkuk ettrildiği, Yadikar’ın ödememesi üzerine 15.07.2014 tarihli işlem ile yaşlılık aylığını iptal ettiği anlaşılmıştır.
Somut olayda Yadikar’ın yaşılık aylığı alabilmesi için hizmet birleştirmesi olmadan SSK hizmetlerinin yeterli olduğunun anlaşılması karşısında mahkemece yerleşik Yargıtay kararlarıyla sabit olduğu üzere, salt SSK hizmetlerinin yaşlılık aylığı bağlanmasına yeterli olduğu durumlarda, Bağ-Kur"un hizmet birleştirmeye zorlanılmayacağına dair gerekçe ile Kurum işleminin iptali yönünde verilen karar yerinde ve isabetli ise de, Kurum tarafından belirlenen Bağ-Kur sigortalılığından dolayı prim borcu olmadığının tespiti yönündeki kararı usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 370/2. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılması ile Antalya 1.İş Mahkemesinin 30.11.2016 tarihli hükmünün “B” bendinde yer alan “davacının Bağ-Kur borçlusu olmadığının tespitine” ibaresinin çıkartılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın kararı veren Antalya 1.İş Mahkemesine gönderilmesine, 19/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.