9. Hukuk Dairesi 2016/10546 E. , 2017/2360 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, ihbar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının, davalı işyerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı tarafından sona erdirilmesine rağmen gerek iş kanunu gerekse TİS’ten kaynaklı bir takım haklarının verilmediğini, davalı iş yerinin özelleştirildiğini, özelleştirilmeden önce Kamu İş sendikası ile davalının da içinde bulunduğu işyerini içine alan Tedaş arasında TİS imzalandığını, TİS’in yürürlük süresinin, ihalenin kesinleşme ve iş sözleşmesi fesih tarihini kapsadığını, bu nedenle davacının ihbar tazminatı sair diğer işçilik alacaklarının TİS’e göre ödenmesi gerektiğini, TİS’e göre iş sözleşmesinin İş Kanunu"nun 25. maddesinde sayılan hallerin dışında bir nedenle feshedilmesi halinde davacıya 4857 sayılı Yasa"nın 17 ve TİS’in 44. maddesi gereği ihbar tazminatı ödenmesi gerektiğini belirterek ihbar tazminatı talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının kendi rızası ile bir başka kamu kuruluşuna geçtiğini, hizmet süresinde de fasıla olmadığını, davacının müvekkili şirkette çalışmakta iken 4/C kapsamında başka bir kamu kurumuna nakledilmek isteyen davacının müvekkili şirkete gönderdiği ihtarnamede kendi isteği ile işten ayrıldığını belirttiği, kendi isteği ile ayrılan davacının ihbar tazminatı talep edemeyeceğini, özelleştirme sonrası müvekkili şirketin 4857 sayılı Yasaya tabi olduğunu, davacının ayrılırken diğer tüm haklarının ödendiğini, emsal kararlar bulunduğunu, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının iş akdinin 22/11/2013 tarihinde kod (32 ) özelleştirme nedeniyle feshedildiği, iş akdinin feshi ile doğan haklardan kıdem tazminatının ödenip, ancak; davacıya usulüne uygun fesih bildirimi yapılmadığı halde ihbar tazminatının ödenmediği, özelleştirme tarihinin 22.11.2013 tarihli olduğu anlaşıldığı, SGK hizmet cetveli kayıtlarına göre davacının, hizmet süresinde fasıla olmaksızın ve ... tarafından bir çıkış kaydı verilmeksizin işverenin 1080630 SGK sicil numaralı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü olduğu görüldüğü, sözkonusu SGK kaydının, Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenmesinden de anlaşılacağı üzere, davacının çalıştığı ...ta ki kamuya ait hisselerin %100" ünün özelleştirilmesi sonucu davacının 657 sayılı Yasanın 4/c maddesi kapsamında “geçici personel” olarak istihdam edilmesini istediği anlaşıldığı, hizmet cetveli kayıtları incelendiğinde görüleceği üzere, davacının 21.01.2014 tarihinden sonra 1064161 SGK sicil numaralı İstanbul Valiliği tarafından istihdam edildiğinin görüldüğü, SGK kayıtları dikkate alındığında bir fesih hali olmadığı, ..." ın özelleştirilmesi ve yasa gereği davacının da talebi dikkate alınarak 657 sayılı Yasanın 4/c maddesi kapsamında “geçici personel” olarak yine kamuda çalışmaya devam ettiğinin anlaşıldığı, hizmet cetveli kayıtlarına göre davacının ..." taki hizmet süresinin sona erdiğinin göründüğü, bu tarihte davacının da üyesi olduğu anlaşılan ... ile ... arasında imzalanan ve 01.03.2013-28.02.2015 tarihleri arasını kapsayan TİS " in yürürlükte olduğu, TİS’in İş sözleşmesinin sona ermesi başlıklı 43. maddesinde; iş sözleşmesinin sona ermesi konusunda mevzuat hükümleri uygulanacağının belirtildiği, TİS yönünden değerlendirildiğinde, davacının ... ile sonlanan iş sözleşmesi yasa gereği olduğu, iş sözleşmesinin sona ermesi nedeni ...’ın 4046 sayılı yasa kapsamında özelleştirilmesi olduğu, davacının işverene gönderdiği bildirimde açıkca ihbar tazminatını talep ettiği sabit olup, davacının talebi üzerine işverence yerine getirilen işlemler, işveren feshi niteliğinde olduğu, davalı işveren kıdem tazminatını ödediğine göre Hukuk Genel Kurulu" nun 14/01/2015 gün ve 2013/22-2023 Esas, 2015/21 sayılı kararında da belirtildiği üzere ihbar tazminatına da hak kazandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Genel olarak “ fesih hakkı,” karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren, bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı nedenle iş sözleşmesini derhal feshi 4857 sayılı İş Kanununun 24 üncü maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin önelli fesih bildiriminin normatif düzenlemesi ise aynı yasanın 17 nci maddesinde ele alınmıştır. Bunun dışında Yasada işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir. İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer. İstifanın işverence kabulü zorunlu değilse de, işverence dilekçenin işleme konulmamış olması ve işçinin de işyerinde çalışmaya devam etmesi halinde gerçek bir istifadan söz edilemez. Bununla birlikte istifaya rağmen tarafların belirli bir süre daha çalışma yönünde iradelerinin birleşmesi halinde, kararlaştırılan sürenin sonunda iş sözleşmesinin ikale yoluyla sona erdiği kabul edilmelidir.
İş Kanununda yer almasa da, taraflardan birinin karşı tarafa ilettiği iş sözleşmesinin karşılıklı feshine dair sözleşme yapılmasını içeren bir açıklama (icap), ardından diğer tarafın da bunu kabulü ile bozma sözleşmesi (ikale) kurulmuş olur. Bozma sözleşmesinde icapta, iş ilişkisi karşı tarafın uygun irade beyanı ile anlaşmak suretiyle sona erdirmeye yönelmiştir. Bu sebeple, ikale sözleşmesi akdetmeye yönelik icap, fesih olarak değerlendirilip, feshe tahvil edilemez. İş ilişkisi taraflardan her birinin bozucu yenilik doğuran bir beyanla sona erdirmeleri mümkün olduğu halde, bu yola gitmeyerek karşılıklı anlaşma yoluyla sona erdirmelerinin nedenleri üzerinde de durmak gerekir. Her şeyden önce bozma sözleşmesi yapma konusunda icapta bulunanın makul bir yararının olması gerekir. Ayrıca bozma sözleşmesi kurulması için icapta belirtilen koşulların karşı tarafça aynı şekilde kabulü gerekir. Tarafların sona erme ve sonuçları yönünde iradelerinin birleşmemesi durumunda ikaleden sözedilemez. Keza bir tarafın sözleşme sona erdirilmesi yönünde irade açıklaması sonrası, diğer tarafın doğrudan sözleşmeyi fesih yoluna gitmesi icabı kabul ettiği anlamına gelmez.
Diğer taraftan 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkındaki Kanunu’nun 21. Maddesinde “Bu Kanuna göre özelleştirme kapsamına alınan kuruluşların (iştirakler hariç) özelleştirmeye hazırlanması, özelleştirilmesi, küçültülmesi veya faaliyetlerinin kısmen ya da tamamen durdurulması, süreli ya da süresiz kapatılması veya tasfiye edilmesi nedeniyle; bu kuruluşlarda iş sözleşmesine dayalı olarak ücret karşılığı çalışanlardan iş sözleşmeleri tâbi oldukları iş kanunları ve toplu iş sözleşmeleri gereğince tazminata hak kazanacak şekilde sona ermiş olanlara, kanunlardan ve yürürlükteki toplu iş sözleşmelerinden doğan tazminatları dışında ilave olarak iş kaybı tazminatı ödenir” hükmü yeralmaktadır.
Dosya içeriğine göre davalı işyerinin özelleştirme uygulamaları sonunda davalı şirket tarafından devralındığı, davalının devirden sonra Bakanlar Kurulu’nun kamu kurumlarında 4/C statüsünde çalışmak için devirden itibaren 6 ay içinde geçiş hakkı kapsamında açıkça talebi olmadığı halde matbu olarak hazırlanan müracaat formu imzalattırılarak iş sözleşmesinin sona erdirildiği, davacıya sadece kıdem tazminatının ödendiği, ödeme belgesine davacının ihtirazı kayıt koyarak yasal haklarını saklı tuttuğu, bu süreçten sonra davalı işverenin yazılı bildirim ve düzenlediği işten ayrılma bildirgesi ile iş sözleşmesinin özelleştirme uygulamaları nedeni ile feshettiğini bildirdiği anlaşılmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davacının kamu kurumlarında 4/C kapsamında çalışmak üzere kıdem ve ihbar tazminatı ödenerek iş sözleşmesinin feshedilmesi şartlı olup doğrudan kendisi tarafından fesih yönünde açıkça irade açıklaması bulunmamaktadır. İş sözleşmesinin istifa sureti ile davacı, ya da ikale yolu ile taraflarca sona erdirildiğinden söz edilemez.
Davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından 4046 sayılı Kanun"un 21. maddesi uyarınca önel verilmeksizin feshedildiği, davacının anılan yasa hükmü gereği kıdem tazminatı yanında ihbar tazminatına da hak kazandığı anlaşıldığından, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibarı ile doğru olan kararın bu ilave gerekçe ile onanmasına karar vermek gerekmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepden dolayı ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 21.02.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.