19. Hukuk Dairesi 2017/3486 E. , 2019/1846 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, ... 13. İcra Müdürlüğü"nün 2013/9905 Es. sayılı dosyasında takip alacaklısı davalı tarafından kendisine İİK 89 maddesi uyarınca haciz ihbarnameleri gönderildiğini, ilk gönderilen ihbarnamenin asıl takip borçlusu olan kardeşine tebliğ edildiğini, tebligatın saklanarak bu hususta bilgilendirilmediğini, yapılan tebliğin usulsüz olduğunu, yapılan hacizlerle işyerini kapatmak zorunda kaldığını, takip borçlusu ile aralarında bir alacak verecek bulunmadığını belirterek davalıya borçlu olmadığının tespiti ile % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile asıl borçlu ... arasında iş ortaklığı ve buna bağlı olarak alacak borç ilişkisinin mevcut olduğunu belirterek davanın reddi ile davacının % 20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiş, Dairemizin 03/05/2016 günlü ve 2016/21 Esas 2016/8144 Karar sayılı ilamı ile, ‘’ Yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı kısa kararda “davanın reddine” denildiği halde, gerekçeli kararda “ 1-Davanın reddine, 2-İİK"nun 89/3 maddesi gereğince davaya konu asıl alacağın % 20"si oranında hesaplanan 811,32 TL tazminatın davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine” denilmiştir. Böylece tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. Bu hal HMK"nun 298/2. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 K sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.’’ şeklindeki gerekçeyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacı ile dava dışı asıl borçlu ...’in kardeş oldukları, dava dışı asıl borçlunun adresinde 28.01.2013 tarihinde yapılan haciz işlemi sırasında borçlunun eşi ... tarafından davacı ile borçlu eşinin ... Mah. ... Cad. No: 7/A .../... adresinde ortak köftecilik işi yaptıklarının beyan edildiği, davacı adına çıkartılan 89/1. haciz ihbarnamesinin 05.02.2014 tarihinde ... Mah. ... Cad. No: 7/A .../... adresinde asıl borçlu ... imzasına tebliğ edildiği, anılan adreste 21.02.2014 tarihinde yapılan fiili haciz sırasında asıl borçlunun adresten kaçtığının haciz zaptına şerh edildiği, haciz sırasında diğer borçlu ..."ya ait tebligatın da haciz mahallinde bulunduğu, yine 28.03.2014 tarihinde yapılan fiili hacizde asıl borçlunun ... Mah. ... Cad. No: 7/A .../... adresinde bulunduğu ve fazladan eşya yüklenmesine ve yazarkasanın haczinin yapılamayacağına ilişkin beyanının zapta geçirildiği, bu hali ile davacı ve dava dışı kardeşi ..."in birlikte ortak iş yaptıkları, dolayısıyla ortaklıktan kaynaklanan alacak borç ilişkilerinin mevcut olduğu, davacının kardeşi asıl borçlu ..."e borçlu olduğunun kabul edilmesi gerektiği, buna karşın TMK"nun 6. maddesi ve HMK"nun 190. maddesi ile İİK"nun 89/3 maddesi gereğince ispat yükü kendisinde olan davacının takip borçlusu ..."e borçlu olmadığını usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine ve İİK."nun 89/3 maddesi gereğince davaya konu asıl alacağın %20"si olan 811,32 TL"nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK 89/3 maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. Davacı adına çıkartılan 89/1 haciz ihbarnamesi asıl borçluya tebliğ edilmiş olup, davacı ile dava dışı asıl borçlu arasında menfaat uyuşmazlığı olduğundan tebligatın usulüne uygun olmadığı açıktır. Bu durumda davacıya çıkartılan 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin de usulsüz hale geldiği görülmekle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 20/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.