13. Hukuk Dairesi 2015/23366 E. , 2017/11445 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı ile danışmanlık sözleşmesi imzaladıklarını, bu sözleşmeye göre danışman olarak demir çelik sektörüyle ilgili ... ile birlikte çalışmalar yapmayı üstlendiğini, sözleşme kapsamında kararlaştırılan işler karşılığında ... tarafından her ay 500,00 TL ödeme yapılacağının, sözleşme gereği her yıl toplam ciroya yapacağı katkının % 5"inin prim olarak danışmana ödeneceğinin, bunun yanı sıra danışmanın iş bağlantısı kurmuş olduğu firmalarla ilgili % 5 prim alacağının kararlaştırıldığını ileri sürerek, davalıdan 14.000,00 TL asıl alacak 17,13 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.017,13 TL alacağına ilişkin icra takibi başlattıklarını ancak haksız itiraz edildiğini ileri sürerek, vaki itirazın iptaline, % 20"den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacı ile sözleşme imzalanmasının hemen akabinde, davacının memur statüsünde Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü bünyesinde çalıştığının anlaşılmasıyla, bu sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiğini, davacının ciroya hiçbir katkısının olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine, davalı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyize gelen davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalı ile arasındaki 20.11.2012 tarihli danışmanlık sözleşmesi gereği aylık ve prim alacakları olduğu iddiasında olup, davalı davacının hiç hizmet vermediğini, dolayısıyla ücrete hak kazanmadığını savunmuş; mahkemece, davacının iş bağlantısı kurduğu iddialarını ispatlayamadığı kabul edilerek, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içerisinde bulunan 20.11.2012 tarihli “Danışmanlık Sözleşmesi”nin, 6. maddesinin 3. fıkrasında, “Danışman iş bağlantısı kurduğu firmalardan MMK Metalürji. ... Haddecilik ... Demir Çelik A.Ş. ... A.Ş. ... A.Ş. ... ÇELİK METALÜRJİ A.Ş. ... ÇELİK A.Ş. ile ilgili yapılan işlerden % 5 prim alacaktır." hükmü düzenlenmiştir. Bu fıkraya göre, davacının anılan firmalarla iş bağlantısı kurduğu peşinen kabul edilmiş ve prim ücreti ödenmesi kararlaştırılmıştır. Dosyaya kazandırılan 16.03.2015 tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde, davalının ... ve ... firmalarıyla iş ilişkisi içinde olduğu, sözleşmeden sonra iş ilişkisinin yoğunlaştığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece, sözleşmenin anılan maddesinin açıklandığı şekilde yorumlanması suretiyle, varılacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda l. bentte açıklanan nedenlerle, temyize gelen davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle, temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.