11. Hukuk Dairesi 2016/14071 E. , 2018/5228 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen ....05.2016 tarih ve 2014/462-2016/391 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin esnaf işletmesi olarak ... ... Süt ve Süt Ürünleri ismini kullandığını, işletmede et, süt ve yoğurt mamülleri imal edip sattığını, aynı zamanda 2012/21361 sayılı 29. ve 35. sınıflarda tescilli “... ... Süt ve Süt Ürünleri” markasının sahibi olduğunu, davalı ... Süt ve Süt Ürünleri ... San. Tic. Ltd. Şti.’nin ticaret ünvanını müvekkili markasına tecavüz oluşturacak şekilde kullandığını, aynı bölgede faaliyet gösteren esnaf arasında karışıklığa yol açtığını, hatalara sebbeiyet verdiğini ileri sürerek davalı şirket haksız rekabetinin men-ini, müvekkiline ait markaya tecavüzün önlenmesini, davalı ünvanının ticaret sicilinden silinmesini ve ilamın gazetede yayınlanmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin ticaret ünvanının davacı markası ile karışıklığa yol açmadığını, müvekkilinin sicilde yazdığı şekliyle ünvanını kullandığını, davacı markasına tecavüz oluşturacak bir kullanımın bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca davacının "..." esas unsurunu da içeren ismi daha önce ticari işletme adı olarak kullanmakta iken marka olarak tescil ettirdiği, davalının ticaret unvanında yer alan ... ibaresini davacı ticaret unvanından ayırt edilecek şekilde kullanmadığı, bu yönde gerekli zorunlu eklerin davalı ticaret unvanında yer almadığı, davalı ticaret unvanındaki esas vurgu unsurunun ... ibaresinde olduğu ve bu ibarenin önceden tescilli olduğu, bu haliyle davacı markasına tecavüz oluşturduğu, ancak davalının ticaret unvanı kullanımının ünvan sicilden terkin edilmediği sürece haksız rekabet teşkil etmeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne davalının unvanındaki ... ibaresinin ... 54/1 maddesi gereğince Ticaret unvanından çıkarılarak Ticaret sicilinden terkinine, sair taleplerin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve davalı ticaret unvanının terkini taleplerine ilişkin olup mahkemece özetlenen gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK"un 382 ve devamı maddelerinde gerekse yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nın 294 vd. maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, HMK"nın 298/.... maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi, verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır.
Somut olayda mahkemece, gerekçede "... davalının unvanınnda yer alan ibarelerden ... ibaresini ön plana çıkaracak şekilde eyleminin ve bu şekil ile kullanımının haksız rekabet yarattığı..." belirtilmesine rağmen, hüküm fıkrasında "Terkin edilinceye kadar sicilde tescilli olan ticaret unvanının kullanımının haksız rekabet teşkil etmeyeceğinden davacının diğer taleplerinin reddine." demek suretiyle, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratır ve infazda tereddüt oluşturur şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın re"sen bozulması gerekmiştir.
...- Bozma sebep ve şekline göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın re"sen BOZULMASINA, (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, ....09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.