Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/22470 Esas 2012/7196 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/22470
Karar No: 2012/7196

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/22470 Esas 2012/7196 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2011/22470 E.  ,  2012/7196 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Pendik(Kapatılan) 2. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 03/06/2011
    NUMARASI : 2011/136-2011/246


    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :   
     Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
    Borçlu ihaleye ilişkin satış talebinde icra müdürlüğü tarafından satış yeri günü ve saatinin tam olarak belirlenmediğini, satış sırasında da  ihaleye katılmak isteyenlerin manen engellenmek suretiyle fesat karıştırıldığını belirterek ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece, satış ilanının davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği satış ilanında davacının iddiasının aksine satış yeri günü ve saatinin tam olarak yazılı olduğu, davacı tarafça ihaleye fesat karıştırıldığı ileri sürülse de verilen kesin süre içinde bu iddialarını ispatlamaya yönelik dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine, esasa girilmediğinden davacı aleyhine ceza takdirine yer olmadığına  karar verilmiştir.
         İİK"nun 134/2. maddesi gereği “ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde icra mahkemesi davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder. Ancak işin esasına girilmemesi nedeniyle talebin reddi halinde para cezasına hükmolunamaz.”
    Somut olayda mahkemece borçlunun şikayetleri incelenmiş, işin esasına girilerek  davacıya delillerini bildirmek üzere, 22.04.2011 tarihinde 20 günlük kesin süre verilmiş ve şikayetin esastan reddedildiği görülmüştür. Bu durumda mahkemece İİK"nun 134/2. maddesi gereği davacının feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edilmesi gerekirken esasa girilmediğinden davacı aleyhine ceza takdirine yer olmadığına  karar verilmesi isabetsizdir (HGK.nun 6 Ekim 2004 tarih ve 2004/1-433 E. sayılı kararında da benimsendiği üzere). Kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma ilkesi irdelenemeyeceğinden mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 12/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.