17. Hukuk Dairesi 2016/9356 E. , 2019/6869 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 28.05.2019 Salı günü davalı ... ve vekili Av. ... geldi. Davacı ve diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı ... ve vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu Aytekin hakkında takip başlatıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun dava konusu taşınmazlarını 08.04.2011 tarihinde davalı ..."e sattığını belirterek, bu tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, dava koşullarının oluşmadığını, satışın borcun doğumundan önce gerçekleştiğini ve muvazaalı olmadığını belirterek haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ..., cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, dava dayanağı borcun 30.06.2011 tarihinde doğduğundan, 08.04.2011 tarihinde devredilen dava konusu 160 ada, ...,...,... 4469, ... parsel sayılı taşınmazlarla ilgili davanın ön koşul yokluğundan reddine, 24.08.2011 tarihinde devredilen dava konusu 161 ada, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, ...,...,... 4453, 4454, 4455, 4456, 4457 parsel sayılı taşınmazların ise bir başka dosyadan borçlunun borcu nedeni ile satılmış
olduğundan,HMK 331/1 maddesi gereğince davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, satışın gerçek olduğu anlaşıldığından yargılama giderinin haksız olan davacıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemin ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün gerektirici sebeplerine göre davacı vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Bu davalardan amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, dava koşulları yönünden incelendiğinde davacı Adana 12.İcra Müdürlüğünün ... ve 2012/1165 sayılı dosyalarından takibe geçmiş ve bu dosyalar ile ilgili olarak tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiştir.Adana 12.İcra Müdürlüğünün 2012/1165 sayılı dosyası ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip dosyası olup bu dosyadan alınmış bir rehin açığı belgesi ve buna dayalı olarak başlatılan yeni bir takip olmadığı diğer 2012/1472 sayılı dosayısndan ise İİK"nun 105.maddesi kapsamında haciz tutanağı veya geçiçi aciz belgesi sunulmadığından borçlunun aciz
hali yokluğundan davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
3-HMK"nun 297/2.maddesi gereğince hükmün sonuç bölümünde taleplerin herbiri hakkında mahkeme kararının belirtilmesi gerekmektedir.Davacının talepleri arasın da 161 ada ...,...,... nolu parseller yönünden de iptal kararı verilmesi talep edildiği halde bu taşınmazlar ile ilgili olarak olumlu ve olumsuz bir karar verilmesi de isabetli olmamıştır.
4-Kabule göre ise, mahkemece dava konusu bir kısım taşınmazlar yönünden dava ön koşulu yokluğundan red kararı verildiğinden AAÜT"nin 7/2.maddesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu husus dikkate alınmadan tek ve nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine 2-3 ve 4 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 28/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.