Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/816
Karar No: 2018/5639
Karar Tarihi: 17.09.2018

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/816 Esas 2018/5639 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, inançlı işlem nedeniyle davalı adına kayıtlı olan taşınmazın kendisine kaydedilmesi talebiyle dava açmıştır. Mahkeme, davacının inanç sözleşmesini kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekili, kararı temyiz etmiştir. Yargıtay, inanç sözleşmesinin yazılı delille kanıtlanabileceğini belirtmiş ancak delil başlangıcı niteliğindeki belgelerin de kabul edilebileceğini ifade etmiştir. Davacının yemin deliline dayandığını bildirmesi üzerine, mahkemece davalıya yemin teklifi yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararın gerekçesi olarak HMK m. 188 (İkrar delili) ve HMK m. 225 vd. (Yemin delili) gösterilmiştir.
14. Hukuk Dairesi         2016/816 E.  ,  2018/5639 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.06.2011 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 02.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, inançlı işlem nedeniyle ... iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, 22169 parsel sayılı taşınmazda bulunan 19 no’lu bağımsız bölümün, müvekkiline kredi çıkmaması nedeniyle ortağı olan davalı adına kredi çıkartılarak satın alındığını, tapuda malik olarak davalının gösterildiğini, müvekkilinin daireyi kendi üzerine alma talebine davalının kötüniyetli olarak olumsuz yanıt verdiğini ileri sürerek davalı adına olan ... kaydının iptaliyle davacı adına tapuya kayıt ve tescilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, dava konusu taşınmazın müvekkilinin olduğunu, davacının taşınmazın mülkiyetini sahiplenmesini gerektirir hiçbir yazılı belgesi olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının, inanç sözleşmesinin varlığını yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı niteliğindeki bir belge ile kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir.
    İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır.
    İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye “inanan” adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolaylı olarak kullanan kişiye de “inanılan” denir. İnananın, inanılana inançlı olarak kazandırdığı hak ya da nesne ise “inanç konusu şey” olarak nitelenir. İnançlı bir işlemde, kazandırıcı işlemin tarafları ile borç doğuran anlaşmanın tarafları aynıdır.
    İnançlı işlemde inanılan, hakkını kullanırken kararlaştırılan koşullara uymayı, amaç gerçekleşince veya süre dolunca hak veya nesneyi tekrar inanana (veya onun gösterdiği üçüncü kişiye) devretmeyi yüklenmektedir. İnançlı işlem, kazandırmayı yapan kişiye yani inanana belirli şartlar gerçekleşince, kazandırmanın iadesini isteme hakkı sağlayan bir sözleşmedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde bunun dava yoluyla hükmen yerine getirilmesi istenebilir.
    İnanç sözleşmesi, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır.
    Açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, yanlar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş (inanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, daktilo veya bilgisayarla yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış parmak izli veya mühürlü senetler gibi) delil başlangıcı niteliğinde bir belge varsa 6100 sayılı HMK’nun 202. maddesi uyarınca inanç sözleşmesi “tanık” dahil her türlü delille ispat edilebilir.
    Yazılı delille veya delil başlangıcı yoksa inanç sözleşmesinin ikrar (HMK m. 188) yemin (HMK m. 225 vd) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır. Davacının yemin deliline dayanması halinde mahkemenin davacıya bu hakkını hatırlatması gerekir.
    Somut olaya gelince; davacı inanç sözleşmesini yazılı delil ya da karşı tarafın elinden çıkmış delil başlangıcı niteliğindeki bir belge ile kanıtlayamamış ise de; davacı, delil listesinde yemin deliline dayandığını bildirmiştir. Bu durumda, mahkemece davacıya, davalıya yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılıp bu hakkını kullanıp kullanmayacağı sorularak HMK"nun 225. ve devamı maddeleri gereğince işlem yapılıp sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Kararın açıklanan bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.09.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi