Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/13460
Karar No: 2018/2335
Karar Tarihi: 12.03.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/13460 Esas 2018/2335 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/13460 E.  ,  2018/2335 K.

    "İçtihat Metni"

    T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
    Y A R G I T A Y İ L A M I

    Davacı ... ile davalı ... (...) aralarındaki vasiyetnamenin tenfizi davasına dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 22/10/2015 günlü ve 2015/253 E - 2015/354 K sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 21/03/2017 günlü ve 2016/2850 E - 2017/3419 K sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
    Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, murisin ... 3. Noterliği"nde düzenlenen 18.08.1989 tarihli vasiyetname ile, ..."de bulunan toplam 7 dairesinden 4"nü kendisine, 3"nü davalıya bıraktığını; murisin ölümünden sonra vasiyetnamenin açılıp okunduğunu, davalının açtığı vasiyetnamenin iptali davasının reddedildiğini, vasiyetnamenin tenfizine karar verildiğini; bugüne kadar, tarafların, kendilerine vasiyet edilen daireleri vasiyetnameye uygun olarak kullandıklarını; ancak, gayrimenkulün halen muris adına kayıtlı olduğunu ve tenfiz kararının tescil hükmünü içermemesi nedeniyle, tescil işleminin tapu dairesince yapılamadığını öğrendiğini; bunun üzerine, vasiyetnamenin tenfizine karar veren mahkemeden tavzih talebinde bulunduklarını; mahkemece, talebin reddine karar verildiğini; vasiyet edilen dairelerde kat mülkiyetinin kurulmadığını, kat mülkiyetinin idari yoldan kurulmasının da mümkün olmadığını belirterek; vasiyetnameye konu taşınmaz üzerinde bulunan binada kat mülkiyeti ya da kat irtifakı kurularak, vasiyetnamenin tescile imkan verecek şekilde tenfizine, tapunun iptali ile vasiyetnameye konu birinci kattaki 4 ve 5 nolu ve ikinci kattaki 6 ve 7 nolu dairelerin adına tapuya tesciline; kat mülkiyeti kurulması mümkün olmazsa, taşınmazın arsa olarak 4/7"sine tekabül eden kısmın adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı; vasiyet alacaklısının dava hakkının, ölüme bağlı kazandırmayı öğrenmesinin veya vasiyet borcu daha sonra muaccel olacaksa muaccel olma tarihinin üzerinden on yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağını; bu nedenle, öncelikle davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini; kat irtifakı kurulmasının idari bir işlem olması sebebiyle, bu hususta doğrudan dava açılamayacağını; ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1996/337 E.; 1996/508 K. sayılı ilamıyla zaten vasiyetnamenin tenfizine karar verildiğinden kesin hüküm sebebiyle davanın reddi gerektiğini savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece; davanın kabulü ile kat mülkiyeti kurulmak suretiyle, bodrum kat 1 nolu, zemin kat ön cephede bulunan 2 nolu ve zemin kat arka cephede bulunan 3 nolu bağımsız bölümlerin davalı...adına, 1. normal kat ön cephede bulunan 4 nolu, 1. normal kat arka cephede bulunan 5 nolu, 2. normal kat ön cephede bulunan 6 nolu ve 2. normal kat arka cephede bulunan 7 nolu bağımsız bölümlerin davacı Murat Erdoğan adına tapuya kayıt ve tesciline, vasiyetnamenin tenfizine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak süresinde temyiz edilmiştir.
    Anılan karar Dairemizin 2014/14407 Esas–2015/2188 Karar sayılı ve 16/02/2015 tarihli kararı ile; " ... Dava; vasiyetnamenin tenfizi, tapu iptali ve tescil ile kat irtifakı kurulması istemlerine ilişkindir.
    Temyize konu öncelikli uyuşmazlık; talebin, zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.
    Somut olayda; davalı tarafça, yasal süresi içerisinde zamanaşımı def’i ileri sürülmüş; mahkemece, 05.03.2013 tarihli ara karar ile "...zamanaşımı yönünden önceki ilam üzerinden 10 yıl geçmiş olsa da, miras yıllanmayacağından zamanaşımı itirazının reddine..." denilmek suretiyle davalı tarafın zamanaşımı def"i reddedilerek, işin esası incelenmek suretiyle hüküm kurulmuştur.
    Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; tarafların murisinin 15.03.1994 tarihinde öldüğü, tenfizi istenen vasiyetnamenin ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 1994/58 E.;1995/223 K. sayılı dosyası ile açılıp okunduğu, bu kararın 31.01.1996 tarihinde kesinleştiği; davalı Gülizar"ın, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1994/947 E.1995/474 K. sayılı dosyası ile vasiyetnamenin iptali davası açtığı, iptal isteminin reddine dair kararın, taraflarca temyiz edilmeyerek, 18.10.1995 tarihinde kesinleştiği; davacının talebi ile ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1996/337 E-1996/508 K. sayılı dosyasında vasiyetnamenin tenfizine karar verildiği, taraflarca temyiz edilmeyen tenfiz kararının da 13.09.1996 tarihinde kesinleştiği; eldeki davanın, 16 yıl sonra 18.04.2012 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
    Vasiyet alacaklısı, mirasbırakanın cüzi halefi olduğu için, vasiyet olunan mal üzerinde doğrudan hak kazanması mümkün değildir. Vasiyet alacaklısı, kendisine vasiyet edilen şey üzerindeki mülkiyet hakkını; ancak, bu malın vasiyetin yerine getirilmesi yoluyla kendisi adına tescili sonucunda kazanır.
    Vasiyetnamenin tenfizi ve buna bağlı olarak tapu iptali-tescil davası; vasiyetnamenin açılıp okunduğu, itiraza uğramadan veya itiraz edilmiş ise itirazların reddedilmesi sonucunda kesinleştiğine dair bir tespit davası olup, vasiyet alacaklısı tarafından vasiyet borçlularına, yasal veya atanmış mirasçılara ve varsa vasiyeti yerine getirme görevlisine karşı açılır. (... 743 sayılı MK. m.541; 4721 sayılı TMK. m 600)
    4722 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun"un 17. maddesi uyarınca; mirasçılık ve mirasın geçişi, miras bırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir.
    Bu bağlamda, murisin ölüm tarihi ve vasiyetnamenin açılma tarihine göre, davalının zamanaşımı def"inin, ... 743 sayılı Medeni Kanun ilgili hükümleri gözetilerek incelenmesi gerekir.
    743 Sayılı MK"nın 580. maddesinde; kendisine belli bir şey vasiyet edilen kişinin açacağı istihkak davasının, kazandırmanın kendisine bildirildiği günden itibaren on yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı hükme bağlamıştır. Yine 4721 sayılı TMK"nın 602. maddesinde de; vasiyet alacaklısının dava hakkının, ölüme bağlı kazandırmayı öğrenmesinin veya vasiyet borcu daha sonra muaccel olacaksa muaccel olma tarihinden 10 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı düzenlemesi bulunmaktadır. Bu alacak, tasarruftan aksi anlaşılmıyorsa vasiyet yükümlüsünün mirası kabul etmesi veya ret hakkının düşmesiyle muaccel olur.
    Somut olayda; her ne kadar, davalının zamanaşımı savunması, 05.03.2013 tarihli ara karar ile "mirasın yıllanmayacağı" gerekçesiyle reddedilmiş ise de; 743 Sayılı MK"nın 580. maddesinde öngörülen zamanaşımı süresi üzerinde durulmamış, bu husus gerekçeli kararda tartışılmamıştır.
    Hal böyle olunca, mahkemece; davalının zamanaşımı savunması ile ilgili yasal düzenleme üzerinde durulup, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; mirasın yıllanmayacağı gerekçesiyle, davalının zamanaşımı def"inin reddi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    Bozma nedenine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir..." gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyulmuş, 743 sayılı MK. 580. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, anılan karar Dairemizin 2016/2850 Esas–2017/3419 Karar sayılı ve 21/03/2017 tarihli kararı ile onanmıştır.
    Onama ilamına karşı, davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi talep edilmiş olmakla yeniden yapılan incelemede;
    743 sayılı Medeni Kanunun 580. maddesinde yeralan düzenleme;
    Madde 580 - Kendisine muayyen bir şey vasiyet olunan kimsenin ikame edeceği istihkak davasının müruru zaman müddeti, teberrüden haberdar edildiği günden ve ihbar zamanında henüz iflası lazım olmayan teberrülerde ifanın lüzumu tarihinden itibaren on senedir. 
    Şeklindedir.
    Somut olayda, davalı zamanaşımı definde bulunmuş, ancak mahkeme 743 sayılı Medeni Kanunun 580. maddesinde yeralan düzenlemeye göre davanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığını, vasiyetnamenin yerine getirilmesinin mümkün olup olmadığını, vasiyetnamenin 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri karşısında infazının mümkün olup olmadığını, zamanaşımının işlemeye başlayıp başlamadığını incelemeksizin zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir.
    Miras bırakan, henüz kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulmamış olan taşınmazda yeralan belirli dairelerin çocukları olan taraflara verilmesini vasiyet etmiştir. Vasiyet, kat mülkiyeti yasası hükümlerine göre belirli ve muayyen bir şeyi ifade etmemekte dolayısıyla şimdilik infaz imkanı vermemektedir. İnfaz imkanının doğması 634 sayılı kat mülkiyeti yasasının 12., 14. ve 50.maddeleri hükümleri gereği kat irtifakı veya mülkiyetinin kurulmasına bağlıdır. Söz konusu taşınmaz mal üzerinde henüz kat mülkiyetinin veya kat irtifakının kurulmamış olması Borçlar Kanununun 117/1.maddesinde yer alan ve borcun sukutuna yol açan objektif imkansızlık olarak nitelendirilemez. Şahsi hak sahibi davacının isteğini kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulmasına talik etmek de Medeni Kanunun 2.maddesinde yer alan objektif iyi niyet kuralları ile bağdaşmaz. Kat mülkiyeti Kanununda kat mülkiyetine elverişli bir yapı yapılması halinde kat mülkiyeti kurulmasının dava yolu ile istenmesine engel bir hüküm yoktur. Davacının isteği bu yönü de kapsar.
    Mahkemece, anılan yasa hükümleri değerlendirilerek davalının zamanaşımı defi yönünden karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirdiği halde mahkeme kararının yanılgı ile onandığı yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşılmıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının karar düzeltme isteğinin kabulü ile, Dairemizin 2016/2850 Esas – 2017/3419 Karar sayılı ve 21/03/2017 tarihli onama kararının kaldırılmasına, yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyene iadesine, 12.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi