3. Hukuk Dairesi 2018/642 E. , 2018/2329 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, üzerinde bağ evi bulunan taşınmazının 28/07/2009 tarihinde davalıların çalışanlarının baz istasyonunu tamir etmek için çalışma yaptıkları sırada yandığını, tespit yaptırdığını, taşınmazın değer kaybına uğradığını, meyve ağaçlarının semerelerinden yararlanamadıklarını, maddi manevi zarar gördüğünü ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere, 10.000.00.-TL manevi tazminat ile 15.000.00.-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
Davalılar, olaydan sorumlu olmadıklarını belirterek, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; Davacının davalı Adatel Telekominikasyon ve Mühendislik Hizmetleri San.ve Tic Ltd.şirketi aleyhine açtığı davanının feragat nedeniyle REDDİNE,
Davacının davalı Adatel ... ve Mühendislik Hizmetleri ... Tic Anonim Şirketi aleyhine açtığı davanının REDDİNE,
Davacının davalı ... aleyhine açtığı maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 3.273,00-TL alacağın dava tarihi olan 11/11/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... iletişimden alınarak davacıya verilmesine,
Davacının manevi tazminat talebinin REDDİNE karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir .
1-Mahkemece, delil tespiti dosyasında yeralan bilirkişi raporuna dayanılarak (yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmaksızın) karar verildiği; delil tespit dosyasında yeralan bilirkişi raporuna davalılar tarafından itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK.nun 400-406.maddeleri gereğince, delil tespitinde, "Taraflardan her biri, görülmekte olan bir davada henüz inceleme sırası gelmemiş yahut ileride açacağı davada ileri süreceği bir vakıanın tespiti amacıyla keşif yapılması, bilirkişi incelemesi yaptırılması ya da tanık ifadelerinin alınması gibi işlemlerin yapılmasını talep edebilir."
Delil tespitinin konusunu maddi vakıalar oluşturur ve bilirkişi raporunda belirtilen zarar miktarı davacı lehine kazanılmış hak oluşturmaz . Yani delil tespiti kesin delil niteliğinde değildir.Davada, davacının taşınmazında yangın nedeni ile oluşan zarar bedelinin tahsili talep edilmektedir.
Bu durumda, mahkemece; gerçek zarar miktarının araştırılması için ziraat mühendisi bilirkişiden bilimsel verilere dayalı, denetime açık rapor alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Müteselsil (dayanışmalı) sorumluluk kuralına göre, olayda kusurlu olanların her biri, zararın oluşmasına birleşen veya bağımsız hareket eden davranışları ile katkıda bulunduklarından, meydana gelen zararın tamamından müteselsil olarak sorumludurlar. (TBK 61. madde). 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 163. maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 142. maddesi ) gereğince de; müteselsil sorumlulukta, zarar görenin dilediği borçluya başvurma hakkı vardır. Dilerse sorumlulardan birine, dilerse hepsine veya bir kısmına karşı dava açabilir.
Somut olayda; Adatel . ve Mühendislik Hizmetleri San.ve Tic ... şirketi çalışanları olan ... ve .. ... ait baz istasyonunun tamirini yaptıkları sırada baz istasyonunun bulunduğu elektrik direğinde patlama olduğu, yangının çıktığı, dosyada yeralan ... yazısından hattın ... A. Ş. ve Adatel A.Ş . tarafından işletildiği anlaşılmaktadır . Bu durumda olay nedeni ile doğan zarardan iki davalının da sorumlu tutulması gerekirken davalı Adatel A.Ş. yönünden davanın reddedilmesi de doğru görülmemiştir. Diğer anlatım ile davalılar arasında yapılan ve sorumlulukların paylaşımını içeren sözleşmelerin davacıyı bağlaması mümkün değildir .
3- Bozma nedenlerine göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, 3. bentte yeralan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.