7. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/2209 Karar No: 2014/8942 Karar Tarihi: 25.04.2014
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2014/2209 Esas 2014/8942 Karar Sayılı İlamı
(Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi 2014/2209 E. , 2014/8942 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili, iş akdinin emeklilik nedeniyle sona erdiğini, ödenmesi gereken kıdem tazminatı alacağının ödenmediğini öne sürerek kıdem tazminatı alacağının tahsilini talep etmiştir. Davalı.... vekili, davacının müvekkilinin elemanı olmadığını, davacının müvekkili idarenin sözleşme yaptığı şirketler nezdinde çalışmaya başladığını müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının emeklilik hakkını kazanmış olması nedeniyle kıdem tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda davanın, kabulüne karar verilmiştir. 4857 sayılı İş Kanununun 120 nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının dördüncü bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde, kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır. O halde anılan hüküm uyarınca, fesih bildiriminde bulunulabilmesi için işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik, malullük ya da toptan ödemeye hak kazanmış olması şarttır. Bundan başka işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa bahsi geçen işlemler için başvurması ve bu yöndeki yazıyı işverene bildirmesi gerekir. Böylece işçinin yaşlılık, emeklilik, mamullük ve toptan ödeme yönlerinden bağlı bulunduğu mevzuata göre hak kazanıp kazanmadığı denetlenmiş olur. Öte yandan işçinin, sosyal güvenlik anlamında bu hakkı kazanmasının ardından, ilgili kurum ya da sandığa başvurmaksızın kıdem tazminatı talebiyle işyerinden ayrılması ve bu yolla hakkın kötüye kullanılmasının önüne geçilmiş olur. İşçi tarafından bağlı bulunduğu kurum ya da sandıktan tahsise ya da tahsis yapılabileceğine dair yazının işverene bildirildiği anda işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümü doğar. Faiz başlangıcında da bu tarih esas alınmalıdır. Mahkemece her ne kadar akdin fesih tarihi olan 05.03.2012 tarihinden itibaren kıdem tazminatına faiz işletilmesi hüküm altına alınmış ise de davacı işçi tarafından bağlı bulunduğu kurum ya da sandıktan tahsise ya da tahsis yapılabileceğine dair yazının işverene bildirildiğine dair dosya içerisinde mevcut belge, bilgi bulunmamaktadır. Şu halde davalının emeklilik işleminden haberdar olmadığının kabulü gerekir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeden kıdem tazminatına dava tarihi yerine fesih tarihinden faiz işletilmesi hatalı olup bozma sebebi ise de, bu eksikliğin giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının 1. bendinin silinerek yerine; "2- 16.962.57 TL brüt kıdem tazminatının 24.12.2012 dava tarihinden yürütülecek en yüksek banka mevduat faiziyle sınırlı olmak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine" rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, 25/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.